• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/ktdgokmen
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=05347896126
  • https://twitter.com/Kucuktasdemir
  • https://www.instagram.com/gokmenktd/
  • https://www.youtube.com/channel/UC2oheUfhR7iDi5hqG-_1HfA?view_as=subscriber
Site Menüsü
Linkler
Site Haritası

2000'în kuyrukları 2.gün

2000'in Kuyrukları
1 | 2 | 3 | 4 |


Hazırlayan: Gökmen Küçüktaşdemir
 

 
Hastaya da, saatlerce kuyruk
 
SSK hastane ve polikliniklerindeki kuyruğu, dedelerimiz yaşamıştı. Anne babalarımız da yaşadı. Şimdi sıra günümüzün kuşaklarında.
Buca Dispanseri'nde her gece yarısı muayene kuyruğu oluşuyor. Hastalarla konuştu. Bir dokunduk, bin ah işittik. Gerçekten dertliydiler.
 Beklemek... Zamanın yavaş yavaş içinden çıkılmaz hale gelmesi... Sıranın size ne zaman geleceğini bilmeden, sabır küpüne dönüşme evresi... İnsan, beklemese de, bekleyenleri görerek çok üzülüyor. Hele o kişiler, iyileşebilmek için saatlerce beklemek zorunda kalan hastalarsa, daha da kötü oluyorsunuz.
Yer Buca SSK Dispanseri... Saat 04.30... Havanın aydınlanmasına hayli zaman var. Bir grup insan banklara oturmuş beklerken, diğerleri yere çömelerek ya da ayakta bekliyorlar muayene zamanını.
Yanlarına yaklaşarak "geçmiş olsun" deyip hatırlarını soruyoruz.
Naslı olabiliriz ki...
 
60 yaşlarındaki Hüseyin Şirin'le konuşuyoruz ilk olarak. Hüseyin Şirin, "Saat şu anda 04.30 ve ben 03.00'ten beri buradayım. Sabah 09-09.30'da muayeneye girmeye başlayacağız. Kimbilir ne zaman işimiz bitecek ve eve ne zaman döneceğiz?" diyerek soruyla karşılık veriyor, "Nasılsınız?" sorumuza.
- Nasıl olabiliriz ki!.. diyor sonra da...
Sorularına bir soru daha ekliyor:
- Beklemek yaz aylarında çok zor olmuyor ama kış aylarında ne olacak? Etrafımıza bakınca insanların beklemesi için kapalı bir mekan olmadığını görüyoruz.
Hüseyin Şirin, "Zaten hasta olduğumuzdan geliyoruz buraya. Kuyruklarda daha da hasta oluyoruz. Bize bunu reva görüyorlar." diyor.
O bunları söylerken, diğer hastalar onu onaylıyor. Beklemenin kendilerini iyice hasta ettiğini, altını çizerek tekrarlıyorlar.
Hüseyin Şirin'in son sözleri hayli "acı" oluyor:
- Tek dileğim aynı acıları bizi bekletenlerin de çekmesi. Belki böylece bazı şeylerin farkına varabilirler, bizim çektiğimiz bu işkenceyi sona erdirmek için bir şeyler yapabilirler.
Dileğini, ben dahil herkes "inşallah" diye onaylıyor.
Güler yüz bari görsek
 
67 yaşındaki Bahri Yavuz "Ben ailemi yıllardır hastaneye getirip götürüyorum. Maaşallah bizdekilerde ne hastalığı ararsan var. Guatr, hiper tansiyon, beyinde damar tıkanıklığı... Her zaman geceden gelir ve uğraşır dururuz. Yaz kış, sıcak soğuk demeden sabahı bekleriz muayene olmak için..."
Sonra yaşadıklarından bahsediyor Bahri Amca:
"Ben de şeker hastasıyım, doktarlar muayene etmiyor ilaç yazıp gönderiyorlar. Oysa biz bu kadar bekledikten sonra, ilgi, güler yüz ve iyi bir muayene bekliyoruz. Bu, çok zor olmasa gerek."
Kuyruktan da; muayene olmak için bekleyen hastaların doktorlardan güler yüz görmemeleri şikayetlerini dinliyoruz. Bunun tüm hastaların ortak sorunu olduğunu öğreniyoruz.
48 yaşındaki Emine Sevcan ise; "Gündüzleri çok sıra olduğundan, çoğu zaman buralara kadar gelip muayene olamadan gidiyoruz. Bu yüzden sabaha karşı sıraya giriyoruz. Muayene saatine burada hastalıklarımıza derman bekliyoruz. Ama beklerken insan daha çok rahatsızlanıyor."
Hasta da sinirli oluyor
 
Konuşacak durumu yok neredeyse Emine Hanım'ın, uykusuzluktan ağırlaşan göz kapaklarını aralamaya çalışarak konuşuyor. Emekli maaşıyla geçinmek zorunda olduğunu anımsatan Emine Sevcan, "Doktorların hastalara yeterli ilgiyi göstermemesi, bu kadar bekledikten sonra çok canımızı sıkıyor. Hastalar da bu sinirli hallerini çevrelerine yansıtıyorlar..." diyor.
Nasıl yansıttıklarını sorduğumuzda ise, sıra yüzünden çıkan kavgaları ve kapı önündeki gergin ortamı anımsatıyor. Son olarak da kuyrukta beklerken yaşadığı ilginç bir olayı anlatıyor Emine Hanım:
- Geçen yıl yine hastanede kuyrukta beklerken, yıllardır görmediğim bir dostumla karşılaştım. Uzun uzun sohbet edip hasret giderdik. Şimdi de ara sıra buluşup görüşüyoruz.
İnsan, hastaların durumunu görünce hastalıktan uzak durmak için elinden geleni yapması gerektiğini anlıyor. Bir yandan hasta olup bir yandan da kuyrukta beklemenin zorluğu doğrusu gözümüzü çok korkutuyor. Yıllardır bu sorunları büyüklerimizin yaşaması, onların ardından da aynı sorunları bizim yaşamamız ve bizim çocuklarımızın da bunları yaşayacağı korkusu ise, galiba en kötüsü.

 
"Sabır taşları"
nasıl çatlıyor?
Hastane kuyruklarındaki insanları en çok çileden çıkaran olay, açıkgöz geçinen bazı kişilerin, araya karışıp ön sıralarda muayene olmaya kalkışması
 Gün yeni ışımakta... Bu sabaha karşı da Karşıyaka'dayız. Dispanserin önündeki kaldırıma oturmuş insanların, sabah serinliğindeki o mahsun hallerini görüp bekleyişlerine ortak olmak için yanlarına yaklaşıyoruz.
Konuşuyoruz... 47 yaşındaki Resmiye Ayla "Doktorlar 9.00'da geliyor, 9.30'da muayeneye başlıyorlar. Bizse saatler önceden burada, bu soğuk taşların üzerinde onların gelmelerini bekliyoruz. Oysa içeride oturacak yerler var. Kapıları açsalar çok iyi olacak, hiç değilse üşümeyeceğiz. Yaşlılar, çocuklar var onları unutmamak lazım." diyor.
Geldikleri gün muayene olabilmek için, erken saatlerde kuyruğa girdiklerini belirten Ayla Hanım, "Kuyruktayken pek çok olaya şahit oluyoruz; kavgalar, doktor veya personel yakınlarına yapılan torpiller, bekleyenler arasında bayılanlar... Özellikle bazı açıkgöz geçinen küstahların, sırada öne geçmeye kalkışması, bekleyenlerin sabrını taşırıyor."
Kuyrukta daha çok
hastalanıyoruz
 
35 yaşındaki Mehmet Çiçekçi ise, "Küçük Yamanlar'dan yürüyerek geldim. Saat 05.00'te burdaydım, şu anda 06.00, daha çok bekleyeceğim. Hasta olmamıza rağmen bu soğuk kaldırımlarda zaman törpülüyoruz. Bu da ikinci bir hastalığa davetiye çıkarıyor. Dispanserin kapısını erken saatlerde açsalar, bizi biraz olsun rahatlacaklar. İnsanlar bu kuyruklarda daha çok hastalanıyor. Kuyruğa karışmak isteyenlerle dövüşüyorlar. Kimsenin bizi bu strese sokmaya hakkı yok." diyor.
57 yaşındaki Kemal Turan da şöyle konuşuyor:
"Bizler çeşitli hastalıklardan dolayı buradayız. Beklerken insan yoruluyor, dirençsiz vücuda hastalık daha çabuk yayılıyor." En büyük yarasının doktorların ilgisizliği olduğunu söyleyen Çiçekçi, "İlaç yazıp göndermelerinden bıktık. Bizim tek isteğimiz doktorların biraz daha güler yüzlü olması ve bizi yeterince muayene etmeleri."

 
Vergi iadesi
için de kuyruk
 Emekliler bu kez, vergi iadesi kuyruğunda. Alacakları para pek büyük para değil. Ama onlar vergi iadesi için de banka önlerinde kuyruğa giriyorlar.
Yine kuyruktaki emeklileri dinliyoruz. Sistemden şikayetçi oluyorlar... ve şikayetleri vergi iadesi zarflarını alan memurdan değil, onu oraya atayan kişilerden. "Bu memlekette 30 sene hizmet verdikten sonra karşılığı böyle beklemek mi olacaktı? " diyerek çözüm istiyorlar. Kuyruklara vergi iadelerinin tek bankaya bırakılmasının yol açtığını öne sürerek, "Banka sayısının artırılması şart" diyorlar.
 
 
Yorumlar - Yorum Yaz
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.413134.5510
Euro36.357136.5028
Ne güzeldir,sessizlikte birlikte olmak
Daha da güzeldir, gülmek birlikte
Cennetin ipekten şalı altında
Yosunlara ve kayın ağaçlarına yaslanarak,
Kahkahamız kadar yüksek sesli olduğunu dosluğumuzun
Gösteriyor dişlerimizin beyazlığı.
F. Nietzche