Umut olmak
Umut olmak
Erkeklerin idrak yollarının açılması ve daha aydınlık yarınlar için ne istediğini bilen, mücadele eden, vazgeçmeyen, umut olan kadınlara ihtiyacımız var...
Yine sonda söylenmesi gerekeni başta söyledim. Ama görünen köy de kılavuz istemiyor. Siyasi arenada kadın adayların azlığı tartışılırken Konda Genel Müdürü Bekir Ağırdır geçtiğimiz günlerde ‘Kendi Akvaryumunun Dışındaki Kadınlar’ başlıklı bir araştırmadan bahsetti. Bu araştırmaya göre 14 yaş üstü 31 milyon kadının yüzde 66’sının evde oturuyor. Türkiye'de üç genç kadından biri ne iş ne okul hayatında var.
Araştırmada çıkan ilginç sonuçlardan biri de kadınların yüzde 6’sının eğer kadın başka erkekle konuşursa şiddet uygulanabileceğini söylüyor olması. Görüyoruz ki şiddet genç yaştan itibaren içselleştirmiş.
***
Bir Sevgililer Günü'nü daha geride bıraktık. Peki bu gün kim için, ne için?
Türkiye'de 2018 yılında 440 kadın öldürüldü. Öldürülen her iki kadından birinin faili, eşi veya erkek arkadaşıydı. Aldatılma şüphesi, kadının boşanma isteği, erkeğin barışma isteğinin reddi ve namus/töre, erkeklerin kadınları öldürme ‘bahanelerinden’ bazıları oldu. 110 bin 457 erkeğe şiddet uyguladığı gerekçesiyle önleyici tedbir kararı çıkarıldı. ‘Aşk cinayeti’, ‘sevdiği için öldürdü’ gibi manşetler medyada yer bulmaya devam etti. Evlenme teklifini kabul etmediği için öldürülen kızı Pınar'ın 6 yıldır yasını tutan baba Zeki Ünlüer, "Böyle sevmek mi olur!" derken haksız mı?
Kadınlar her yerde şiddete ve tacize uğruyor. Yine Konda'nın yaptığı araştırmada kadınların yüzde 46’sı, eğitimleri sırasında öğretmen veya müdürlerinden dayak yediğini dile getirmiş. Daha birkaç gün önce Ankara'da Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Dayanışma Derneği (TAYAD) tarafından gerçekleştirilen eylemde, M.D. isimli kadının gözaltına alındığı sırada nasıl cinsel tacize uğradığı fotoğraflar ortaya kondu.
Toplumun her kesimindeki aymazlık insan delirtecek düzeyde. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü’nde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekipleri Beşiktaş’daki şiddet mağduru kadınlar anısına dikilen dijital anıtı sökmesi kör kör parmağı gözüne gibi.
***
Bizde bunlar yaşanırken İran’ın ilk ve tek kadın orkestra şefi Nezhat Amiri, kadın müzisyenlere yönelik yasakların olduğu İran’daki Vahdat Oditoryumu'nda sunduğu gösteriyle tabuları yıktı.
Nezhat Amiri, devlet televizyonunun müzik enstrümanı göstermeyi tabu olarak gördüğü, kadınların yalnız bir şekilde şarkı söylemesine izin verilmediği ve kadın müzisyenlerin taşrada sahneye çıkmasına engel olunduğu ülkesinde 71 kişiden oluşan orkestrayı yönetti. 38 yıllık kariyeri boyunca birçok zorlukla karşılaştığını söyleyen Amiri vazgeçmeyenlerden biri... Umudun sembolü olan Amiri'nin şu sözleri insanı derinden etkiliyor: "Kafam kırılmıştı, ancak onu sardım ve tekrar ayağa kalktım, hem de yüzlerce kez.”
İran'dan Almanya’ya geçelim. Berlin’deki bir camide imamlık yapan Türkiye doğumlu Seyran Ateş, yurt dışından gelen fonların Avrupa’daki camilerde ‘radikal İslam’ı beslediği‘ni savundu. Almanya'nın ilk kadın imamı olan Ateş, 2017’de Almanya’daki ilk ‘eşitlikçi camiyi‘ oluşturduğunda, ölüm tehditleri aldığını söyledi. Bu camide bir buçuk yıldır kadınlar ve erkekler yanyana namaz kılıyor. Burkanın yasak olduğu camide, kadınlar da duaları yönetebiliyor. Ateş, son 12 yıldır yaptığı iş ve aldığı tehditler sebebiyle polis koruması altında.
Ve yeniden Türkiye... İlkses Gazetesi'nin başarılı muhabiri E. Çağla Geniş'in haberinde öğreniyoruz ki, Ürkmez Kadın Tiyatrosu’nu kuran 25 kadın, hem cinslerinin yaşadığı zorluklara sahneye çıkarak dikkat çekmeye başlamış. Hayatlarında ilk kez sahne tozu yutan kadınlar, tiyatro eğitmeni Vedat Murat Güzel’in yönetiminde oyunlar sergiliyorlar. Sanatla aydınlatmaya, yaralara merhem ve umut olmaya çalışıyorlar. Umarım bu ve bunun gibi örnekler çoğalırlar.
Mustafa Kemal Atatürk'ün bir sözüyle bitirelim: "Kadınları geride bırakan toplum, geride kalmaya mahkumdur."
Yorumlar -
Yorum Yaz