Gelin Tanış Olalım bir yol hikayesi
Gelin Tanış Olalım bir yol hikayesi
Fırat Tanış, 'Gelin Tanış Olalım'da müzik ve türküler eşliğinde kainatın sesini duymaya ve kendini bulmaya ilişkin bir yol hikayesi anlatıyor.
İZLENİM / Gökmen KÜÇÜKTAŞDEMİR
Yola çıkıp da varmayan, yoldan çıkıp da varan yokmuş derler... Onlarınki bir yol hikayesi. "Gelin Tanış Olalım" adlı tek kişilik türkülü seyirlik ile Semih Çelenk ve Fırat Tanış; şehir şehir, sahne sahne geziyor, kitlelere ulaşıyor, yüreklere sızıyorlar. Geçtiğimiz günlerde de Bostanlı Suat Taşer'de dondurucu bir İzmir akşamında karşımızdaydılar. Fırat Tanış, ince beyaz giysisi ve çıplak ayakları ile modern bir abdal olarak sahnede, gösterinin yazarı ve tiyatrocu Semih Çelenk de seyirciler arasındaydı.
Gösteri tek kişilik ama sahne çok kalabalıktı. Öyle güzel yazmış ki Semih Çelenk, abdalın yanında görünmeyen bir kahraman; onlarla beraber dönüp duran, birlikte akan üçüncü bir oyuncu yerine konan müzik vardı. Arkadaki orkestrada; Cem Erdost İleri, Mehmet Taylan Ünal, Mesut Ulusan ve Sitar Sertaç Şanlı adlı usta müzisyenler. Ve dahası yollarının ışıkları; Yunus Emre, Aşık Veysel Pir Sultan, İbrahim Hakkı, Somuncu Baba, Karacaoğlan ve niceleri yine oradaydı...
Toplumsal dayanışma
Gelin Tanış Olalım, ülke olarak kutuplaşmanın dibine vurduğumuz gerim gerim gerildiğimiz bu günlerde; içimizdeki özleme kulak veren ama ders vermeyen, geçmişten gelen bir gelenekle samimi bir el uzatış... Fırat Tanış suretindeki modern abdal bize bu el uzatışı; abdal dedelerinden, dedesinin de büyük dedesinden, daha da eski zamanlardan dile getirdikleriyle yapıyor. Aynı zamanda oyunu yöneten Semih Çelenk'in deyişlerden, türkülerden, destanlardan, öykülerden, masallardan, menkıbelerden, Antik Yunan düşünürlerinin söylediklerinden, Kızılderililerin hikmetlerin özenle damıttığı ve kendi şiirleriyle birleştirdiklerini usta bir oyunculukla aktarıyor. Bize de metindeki kederi ve sevinci, kırılganlıkları ve hasreti keyifle izlemek düşüyor. Pek çok yeteneği olan Fırat Tanış iyi bir oyuncu olmasının yanında söylediği 12 türküyle de izleyenleri kendine hayran bırakıyor.
“Bu yol uzaktır, menzili çoktur/ Geçidi yoktur derin sular var" diyen Yunus gibi onlar da biliyorlar, gerginlikleri kırgınlıkları aşarak sevgiye varmak için alınacak çok yol var ama yine de el uzatıyorlar "Gelin Tanış Olalım" diyerek.
Oyunun sonunda hep bir ağızdan söylenen Pir Sultan Abdal'dan Dostum Dostum türküsü, kimi sözlerden sonra gelen alkışlar dönemin ruhundaki bir arayışı, bir beklenti, bir özlemi gösteriyor. Burada toplumsal dayanışma ve hak arayışı var ile kendiliğinden oluşan bir politik başkaldırı da gözlemleniyor.
Gösteri kitaba dönüştü
Kitaba dönüşen ve gecenin sonunda da imzalanan "Gelin Tanış Olalım"da şöyle noktayı koyuyor Semih Çelenk, biz de öyle bitirelim: Bir daha kabuslar görmeyelim diye anlatıldı...
Ellerimizden hayatımız kül olup uçmasın diye... Ağıtlarımız azalsın, halaylarımız, horonlarımız çoğalsın diye... Tanımadığımızla, düşman bellediğimizle tanış olalım diye... Tanışalım, bakışalım, konuşalım, gönülden söyleşelim diye... Türkü söyleyelim, salınalım, oynayalım diye... Kavilleşelim, yolda buluşalım, suyu ekmeği paylaşalım diye...Türküler gibi çoğul, türküler gibi sıcak bir hayatımız olsun diye...
Nihayetinde bu bir hikayedir, bu kadar şeyi nasıl becersin diyeceksiniz. Mesele hikayede değil, niyettedir diyeceğiz biz de. Niyette ve gönüldedir mesele... Gelin tanış olalım işi kolay kılalım!
Yorumlar - Yorum Yaz
