• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/ktdgokmen
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=05347896126
  • https://twitter.com/Kucuktasdemir
  • https://www.instagram.com/gokmenktd/
  • https://www.youtube.com/channel/UC2oheUfhR7iDi5hqG-_1HfA?view_as=subscriber
Site Menüsü
Linkler
Site Haritası

'Evden Uzak Evler' bizlere sesleniyor







'Evden Uzak Evler' bizlere sesleniyor



İzlenim / Gökmen KÜÇÜKTAŞDEMİR



Bugün dünyanın en iyi fotoğrafçılarından biri olarak kabul edilen Steve McCurry, geçmişte Afganistan, Beyrut ve Kamboçya gibi ülkelerde görevlendirildiğinden bir savaş fotoğrafçısı olarak tanındı. Ama Steve McCurry böyle tanınmak istemiyordu ve şunları söylüyordu: "Serbest çalışmak ve canım nereyi çekiyorsa oraya gitmek istiyordum.”
Sanırım fotoğrafçılığın da en güzel tarafı bu. Anlatacağın hikayeleri kendin seçmek. Foto-muhabiri ve belgesel fotoğrafçı Mert Çakır da böyle düşünenlerden. Hiçbir yere bağlı değil. Dünyaya geziyor. Çektiği fotoğrafları çalıştığı ajanslara satarak geçimini sağlıyor. Onunla geçtiğimiz günlerde Alsancak'ta K2 Rezidans'ta açtığı "Evden Uzak Evler" adındaki ilk fotoğraf sergisinde tanıştık.
Fotoğrafla ifade etmek

Beethoven’a sağır olmasına rağmen nasıl beste yaptığını soran birine şöyle cevap verdiği kayıtlara geçmiştir; “Önemli olan dışarıyı duymak değil içeriyi duymaktır.”
Mert Çakır da içindeki sesin peşinden gidenlerden. O, yoksulluk, savaş ve siyasi istikrarsızlıklarla işaretlenen Ortadoğu coğrafyasında yerinden edilen insanların evlerine odaklanmış. Türkiye, Suriye, Irak, İran ve Yunanistan gibi ülkelerde çekilmiş karelerden oluşan sergide, göçmen ailelerin içinde bulunduğu koşullar ile yaşadıkları mekânlar arasında benzerlikler kuruluyor. 5 yıldır harap olmuş bölgelerden yaşayan kentlerin sokaklarında, insan hikayelerinin peşine düşen Mert Çakır, sergiyi gezerken Steve McCurry'nin yine şu sözünü hatırlamamıza neden oluyor: "Fotoğrafçılık günlük hayatın büyük küçük tüm öykülerini anlatmak açısından önemli bir ifade aracı."






Mert Çakır fotoğraflarıyla, kurşunlanmış, yıkılmış evlere ve onların çadırlara sığınmak zorunda bırakılan, göçe zorlanan, yaşam mücadelesi veren insanlarına çevirmiş objektifini. Yaralanmış, hayalleri yıkılmış, anne ve babalarını kaybetmiş çocuklar; ne yapacağını bilemeyen aileler, gözlerini kapatmayı seçenlere, unutanlara, mültecilere kötü davrananlara haykırıyorlar. Orada, onların yanında ve bir kez de onların gözünden bakmamızı ister gibi bakıyorlar fotoğrafların içinden. Sizin de bir kez daha anlatılanları duymanız için içinizdeki sese kulak vermeniz gerekiyor.

Savaşların hiç yaşanmamasını da isteyen Mert Çakır, şu ana kadar üç tane savaş görmüş. İnsanlar nerede zulüm görüyorsa eşyalarını toplayıp oraya doğru yola çıkıyor. Ve, "Her yola gidişimde ve dönüşümde değişiyorum" diyor.
Bu arada isterdim ki sergide daha fazla fotoğraf karesi paylaşılsın, isterdim ki sergilenenlerin boyutları -özellikle bazıları için- büyütülmüş şekilde karşımıza çıksın, isterdim ki kimi ifadeler fotoğraflardan taşsın... Görmek isteyenler için sergi, 16 Ocak'a kadar açık kalacak.

Yorumlar - Yorum Yaz
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.413134.5510
Euro36.357136.5028
Ne güzeldir,sessizlikte birlikte olmak
Daha da güzeldir, gülmek birlikte
Cennetin ipekten şalı altında
Yosunlara ve kayın ağaçlarına yaslanarak,
Kahkahamız kadar yüksek sesli olduğunu dosluğumuzun
Gösteriyor dişlerimizin beyazlığı.
F. Nietzche