Ahlat Ağacı
Ahlat Ağacı
Daha önce duydunuz mu bilmiyorum, Jotun Yeşil Adımlar adında bir uygulama var. Uygulamayı telefonunuza indirip açtıktan sonra, çıkan haritada yürüdüğünüz yollar yeşile boyanıyor. Boyadığınız her 4 km için Jotun adındaki boya firması sizin adınıza bir ağaç dikiyor. Sizin daha önce geçtiğiniz ya da bir başkasının geçip yeşile boyadığı yollardan yürüdüğünüzde ise 6 km başına bir ağaç dikiliyor. Bu nedenle daha fazla ağaç için farklı yollar bulmanız öneriliyor. Amaç insanları yürümeye teşvik etmek ve ağaçlandırmaya katkı sağlamak.Yürümeye teşvik etmek güzel ama ağaçlandırma vatandaşın işi mi? Vergisini ödeyerek yaşadığımız topraklarda bizim ya da Jotun gibi firmaların yerine bunu düşünecek birileri yok mu da bu iş de bize kalıyor? Siz de haklısınız o zaman parayı betona kim gömecek.
***
Neyse ben de daha önce indirdiğim uygulamayı açarak Nuri Bilge Ceylan'ın "Ahlat Ağacı" filmini izlemek için daha az kullandığım yolları seçerek Karaca Sineması'na gittim. Yolda bir ağacın altında annesiyle otururken elindeki oyuncağı ile oynayan bir çocuk gördüm. Ben yaklaşırken çocuk oyuncağı bana doğru attı. Elime alıp şöyle bir baktıktan sonra kendisine uzattım. Havlayabilen Çin yapımı bir oyuncak köpekti.
Siz çocuğunuza oyuncak seçerken neye dikkat edersiniz? Oyuncak, çocuk sorun çıkarmasın diye alınmamalı. Çocukların hayal gücünü artırmalı ve kas gelişimine yardımcı olmalı.
Türkiye'deki oyuncakların yüzde 80'inin Çin'den geldiğini bildiğim için oyuncağın Çin yapımı olduğuna şaşırmadım. Her şeyimizi ithal ettiğimiz ve üretmediğimiz gibi oyuncaklarımız da yabancı. Aklıma geçtiğimiz günlerde Çin'den gelen 4 konteyner oyuncakta yapılan araştırma geldi. Oyuncakların kanser, kısırlık, üreme bozukluğu ve sinir sistemi bozukluklarına yol açan, yüksek miktarda ‘azo boyar’ maddeler, fitalat ve ağır metaller içerdiği belirlenmişti... Bozuk etler, hasta eden oyuncaklar... Acaba sıradaki ne?
Biraz ilerde de bir adam hayli yaşlı olan bir köpeğe tekme savuruyordu. Köpek can havliyle oradan uzaklaştı. Biz köpeklerden korkarken yabancılar köpekleri gözlemleyerek onlara benzeyen robotlar üretiyorlar. Daha önce de at ve eşeğe benzer robotlar üretmişlerdi. Teknoloji gelişirken robotlar küçülüyor. Çok yakında da insanın bedenine giren ve ameliyatı derinin altında organların içinde yapan robotlar yapacaklar. Peki bizim de böyle çalışmalarımız var mı? Yoksa biz köpeklerden korktuğumuz için uzak mıyız bu tür çalışmalara.
***
Jotun Yeşil Adımlar ile 1 ağaç kazanmıştım ki sinemaya vardım. Geçtiğimiz yıl bu uygulama sayesinde Balıkesir'de 10 bin ağaç dikilmiş. Bu yıl bu sayı henüz 4 bin 880... Bu projeye destek vermek isterseniz elinizi çabuk tutun derim. Çünkü uygulamanın süresi 55 gün sonra bitiyor.
Ahlat Ağacı filmine gelecek olursak ince ince işlenmiş ve içime dokunan bir hikaye vardı karşımda. İlk kitabını bastırmak için uğraş veren sınıf öğretmenliği okumuş bir gencin yaşadıklarını, bu ülkede yazar olma çabasındaki pek çok insanın derinden hissettiğine ya da tanık olduğuna eminim. Bir diğer taraftan yazar olarak para kazanamayacağının bilincinde olan Sinan'ın gelecek kaygısını, bu ülkede yaşamayan kaç genç var acaba? Atanamayan diğer öğretmen adayları arasında mı yer alacak, yoksa atanacak kadar şanslı mı olacak ya da arkadaşları gibi polis mi olacak, sorularıyla karşı karşıya olan Sinan'ın hikayesi bize hiç yabancı değil aslında. Ne acı ki yüz binlerce genç bu filmde kendini rahatlıkla bulabilir.
Biz buzdolaplarımız olduğu için şanslı bulunduğumuz bir ülkede yaşarken Norveç'te sanatla ilgilenenlere hem kalacak yer hem de maaş bağlanıyor. Bunun için Norveçli olmanıza da gerek yok.
Bizi ileri medeniyetler seviyesine yükseltecek bir telefon uygulaması yapılmasını bekliyorsak daha çok bekleriz. Çalışmadan hiçbir şey elde edemeyiz. Çalış Türkiye, geleceğini kazanmak ve yeniden tasarlamak için çalış.
Yorumlar -
Yorum Yaz