• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/ktdgokmen
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=05347896126
  • https://twitter.com/Kucuktasdemir
  • https://www.instagram.com/gokmenktd/
  • https://www.youtube.com/channel/UC2oheUfhR7iDi5hqG-_1HfA?view_as=subscriber
Site Menüsü
Linkler
Site Haritası

Neyse ki dans var

 

 





Neyse ki dans var
 




Yeniyi seviyor insan. Yeni bir hafta, yeni bir sabah, yeni insanlar... Değişim her zaman ama her zaman iyi gelecektir zannediliyor. Oysa her zaman değil... Bodrum'a inip arabamı Zeki Müren Müzesi'nin önüne park ediyorum. Oradan sahile doğru yürürken 1979'da açılan ve geçtiğimiz yıl yıkılan "Halikarnas The Club"ın önünden geçerken anılar canlanıyor. Bakıyorsunuz, izlenen bir dolu konser, geçirilen birbirinden keyifli anların vücut bulduğu yer yerini yitirmiş... Naomi Campbell, Kid Rock, Pamela Anderson, Sting, Dustin Hoffman, Blues Brothers, Phil Collins ve David Koch gibi dünyaca ünlü sayısız ismi ağırlayan Halikarnas, yıllarca Türkiye'nin en ünlü mekanları arasında yer aldı. Bodrum'u Bodrum yapan mekan, işletme ve mal sahiplerinin arasındaki anlaşmazlık nedeniyle yok olup gitti...


***


12.544... Sadece bir rakam değil yıllardır korunan doğa cenneti Akyaka, Turunç, Akbük gibi koyların da yer aldığı Gökova Körfezi'ndeki imara açılan hektar bazında sit alanı arazisi. Gökova Körfezi, Marmaris, Ula, Merteşe Bölgesi Bakanlar Kurulu kararı ile imara açıldı. 16 Mart’ta Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, Akbük’ten Bördübet Koyu’nun olduğu alana kadar orman ve deniz kıyılarının yer aldığı şeritte sit alanında daraltmaya gidildi. Karara göre 1’inci sit alanında 34.162 hektarlık alan, 12.544 hektar olarak belirlendi. Bu alanın 2.447 hektarı denizde yer aldı. Anlayacağınız 12.544 hektar alana yeni evler, işyerleri ve oteller yapılacak. Yeşil ve mavi betonlaşacak... Daha önce Bodrum'da olduğu gibi, Kuşadası'nda olduğu gibi, İstanbul'da olduğu gibi... Biz korumadıkça doğa renklerini kaybetmeye devam edecek.

***


Sevgili okur neyse ki sanat var, neyse ki dans var... Kendinizi müziğin ritmine ve hareketlere bıraktığınız zaman her şeyden uzaklaşabiliyorsunuz. Yazı yokken dans vardı ve insan kendilerini dansla ifade ediyorlardı. Kırgınlıklarını, kızgınlarını, sevgilerini, aşklarını ve mutluluklarını dansla anlatıyorlardı. Ben de dans ederken unutuyorum pek çok şeyi. Ve kendimi daha iyi hissediyorum. Bodrum'da dans etmek için olmak çok güzel. Dans edenleri izlemek de bende aynı coşkuyu yaratıyor. Son olarak izlediğim Minyatür ve Gece adlı gösteri de öyleydi.
İzmir Devlet Opera ve Balesi’nin sahnelediği Minyatür ve Gece adlı iki balenin Sabancı Kültür Sarayı’ndaki prömiyerinde müthiş etkiledim.
Johann Sebastian Bach’ın 1741’de bestelediği "Goldberg Çeşitlemeleri" adlı eseri eşliğindeki Minyatür ve Olafur Arnalds ile Max Richter’in müzikleri eşliğindeki Gece dansçıların performansıyla muhteşem anlara dönüştü.

Brezilyalı koreograf Ricardo Fernando’nun koreografisiyle sahnelenen Minyatür ve Gece adlı balelerin dekor tasarımlarını Kaan Güreşçi, kostüm tasarımlarını Sevtaç Demirer, ışık tasarımlarını Müfit Özbek hazırladı. Eserlerde başlıca rolleri; Aslı Çilek, Burcu Olguner, Sülün Duyulur, Çisil Bozcaada, Dolun Doyran, Doruk Demirdirek, Çağın Hazar Özideş, Boğaçhan Bozcaada üstleniyor. Minyatür balesinde piyano soloyu Tuğçe Özaytekin ve Yelena Shekalyova dönüşümlü olarak çalıyor. Tek bir piyona eşliğindeki dans beni bambaşka alemlere götürdü.

Minyatür
balesi, klasik bale ve modern dans tekniğinin buluştuğu bir koreografiden oluşuyor. "Minyatür" ismini ise çeşitlemelerin küçük, kısa yapılarından almış. Gece adlı balede de, Max Richter ve OlafurArnalds’ın klasik müziği modernize ederek baleye uyarladıkları düzenleme kullanılıyor. İnsanlara; özellikle de klasik müziği hiç dinlemeyenlere farklı temalar aracılığıyla ulaştırma düşüncesi bu yapının temelini oluşturuyor.
İngiliz besteci Max Richter, The Beatles’tan olduğu kadar Bach’tan; punk rocktan olduğu kadar elektronik müzikten de etkilenerek; klasik orkestrasyonu modern teknolojiyle birleştirmiş. Bence harika da bir iş çıkarmış. Müzikler çok etkileyici. İzlandalı genç besteci Olafur Arnaldsise, insanların birbirleriyle karşılaşmaları sonucu ortaya çıkan aşk, nefret, şüphe, güven ve yalnızlık gibi hisleri vurgulamaya özen göstermiştir.

Koreograf Ricardo Fernando; West Side Story, My FairLady, Grease ve Hair gibi dünyaca ünlü müzikallerin koreografilerini yapmış çok özel bir isim. Sahnedeki dansçıları izlerken koreografiden ve müziklerden etkilenmemek çok zor. Müziği ve hareketi değiştirip dönüştürüp harika bir iş çıkarmışlar.

Minyatür
ve Gece,  7 ve 9 Nisan 2018 tarihlerinde yine DEÜ Sabancı Kültür Sarayı’nda İzmirli dansseverlerin izlenimine sunulacak. Bence kaçırmayın.

Değişim yıkmak demek değildir. Vefa gerek insana, taşa, toprağa...

Ne demiştik: İyi ki dans var...






 

En hayırlı tiyatro



Karşıyaka Rotary Kulübü'nün hayata geçireceği özel gereksinimli çocuklara yönelik terapi parkına destek için sahnelenen Ateş ve Barut isimli tiyatro oyunu sanatseverleri buluşturdu. Karşıyaka Rotary Kulübü'nün, Erke Özel Sporcular Spor Kulübü Derneği’nin katkılarıyla Bornova’da hayata geçireceği 200 bin dolara mal olacak Terapi Park Projesi için sanatseverler güçbirliği yaptı. Bornova Belediyesi'nin tahsis ettiği 4 bin 500 metrekarelik alanda, özel gereksinimli çocuklar için yapılacak Terapi Park'a destek olmak üzere Bilge Atölyesi Oyuncuları tarafından Cihangir Turantaş'ın yönetmenliğini yaptığı “Ateş ve Barut” isimli oyun büyük alkış aldı... Biz de bu organizasyonu düzenleyenleri ve bu özel çocukları unutmayanları alkışlıyoruz.
 
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.413134.5510
Euro36.357136.5028
Ne güzeldir,sessizlikte birlikte olmak
Daha da güzeldir, gülmek birlikte
Cennetin ipekten şalı altında
Yosunlara ve kayın ağaçlarına yaslanarak,
Kahkahamız kadar yüksek sesli olduğunu dosluğumuzun
Gösteriyor dişlerimizin beyazlığı.
F. Nietzche