Yılın en güzel konseri en sona saklanmış
Yılın en güzel konseri
en sona saklanmış
İzmirliler, kentin içinde bir eseri olmasa da mimariye katkılarından dolayı kuruluş döneminin ünlü mimarlarından Kemaleddin Bey'i hiç bir zaman unutmadılar. Önce adını bir caddeye verdiler, sonradan da heykelini dikerek o bölgede bir moda merkezi yarattılar. Bugün Türkiye'nin ve dünyanın her yerine başta gelinlik olmak üzere pek çok tekstil ve konfeksiyon ürünü buradan gitmektedir. Bu arada, İzmirliler Kemaleddin Bey'i bilseler de oğlu İlhan Mimaroğlu'nu pek tanımazlar. 2012 yılında kaybettiğimiz İlhan Mimaroğlu; müzisyen, besteci, yazar ve radyocudur. Hayata veda ettiğinde geride; elektronik müziğin öncüsü bestelerini ve deneysel çalışmalarını, yazdığı kitapları, başta Atlantic Records etiketliler olmak üzere prodüktörlüğünü yaptığı sayısız albümü bıraktı. Ankara ve İstanbul radyolarının dışında "Voice of America" ile Fransız radyosunda sanat eleştirmenliği yaptı, caz müziğini geniş kitlelere tanıttı.
Bu baba ve oğlu aklımıza düşüren de ülkemizin önde gelen caz piyanistlerinden Kerem Görsev oldu. Görsev'in İlhan Mimaroğlu için yazdığı beste geçtiğimiz günlerde Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'ni dolduran İzmirlilerden büyük alkış aldı. 2017 yılı içinde pek çok konser izledim. Ama sanırım en güzeli en sona saklanmış. Piyanoda Kerem Görsev, kontrbasta Kağan Yıldız, davulda Ferit Odman ve saksofonda Engin Recepoğulları’ndan oluşan quartet ile şef Hakan Şensoy yönetimindeki Yaşar Üniversitesi Oda Orkestrası'nı aynı sahnede izlerken müthiş keyif aldım. Adına "Yeni yıl konseri" diyip 27 Aralık günü sahneye çıkmış olsalar da sanki bu konser 2017'de yaşadığım tüm tatsız anları süpürüp sildi. Konserden çıkarken kuş gibiydim diyebilirim...
***
Toplamda 1.5 saatten oluşan bir prova dışında bir araya gelmeyen orkestra ve quartet arasında harika bir uyum vardı. Bu uyumun sağlanmasında, Kerem Görsev'in geçmişte aldığı klasik müzik eğitimiyle birlikte St Petersburg Filarmoni ve İstanbul Senfoni gibi orkestralarla çalmasının da büyük katkısı olduğuna inanıyorum.
Konser sırasında iki üç parçada bir orkestrayı arkada bırakıp "Grup olarak bizim ara ara azmamız lazım" diyen Kerem Görsev, bize daha çok hareketli olan kendi caz bestelerinden dinletti. Ve hem o besteler içinde hem de diğerleri arasında babası Doğan Görsev gibi, eleştirmen ve spor programı sunucusu Kenan Onuk gibi çok sayıda isim anıldı... Fark ettik ki Görsev hayatından kopan pek çok kişi, hatta hayvanları için de besteler yapmış.
Biz istesek de istemesek de hayatımıza birileri giriyor, bir takım izler bırakıyor ve bir nedenle çıkıyor. Ama her kopuş bizde çeşitli etkiler bırakıyor. Kerem Görsev gibi beste yapmıyorsun da Nazım gibi oluyorsun bazen ve sevdiğine şiir yazıyorsun o çok uzaklardayken:
Ne güzel şey hatırlamak seni,
yazmak sana dair,
hapiste sırt üstü yatıp seni düşünmek:
filanca gün, falanca yerde söylediğin söz,
kendisi değil edasındaki dünya...
Ne güzel şey hatırlamak seni.
Sana tahtadan bir şeyler oymalıyım yine:
bir çekmece
bir yüzük,
ve üç metre kadar ince ipekli dokumalıyım.
Ve hemen
fırlayarak yerimden
penceremde demirlere yapışarak
hürriyetin sütbeyaz maviliğine
sana yazdıklarımı bağıra bağıra okumalıyım...
Ya da Frida Kahlo oluyorsun da yaşadığın acıları renklerle tuallere aktarıyorsun. Bazen de sadece bir fotoğraf karesine sıkışıyor yaşananlar. 2017 geride kalıyor... Kim bilir 2017 ile birlikte kimleri, hangi duyguları, hangi olayları geçmişte bırakıyorsunuz ve geriye neler kaldı sizde.
Umarım 2018 tüm iyilikler ve güzelliklerle gelir, bulur sizi. Siz siz olun Kerem Görsev gibi yaşadıklarınızla barışın ve onları iyi anın. Gönlünüzden geçenleri yaşayacağınız bir yıl olsun. Bilimle ve sanatla kalın...
Yorumlar -
Yorum Yaz