• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/ktdgokmen
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=05347896126
  • https://twitter.com/Kucuktasdemir
  • https://www.instagram.com/gokmenktd/
  • https://www.youtube.com/channel/UC2oheUfhR7iDi5hqG-_1HfA?view_as=subscriber
Site Menüsü
Linkler
Site Haritası

Yoga İnziva (2) İnzivada bir başına




2.GÜN

İnzivada bir başına
 
 
İnsan ömrü boyunca öğreniyor. Bu süreç içinde kimi zaman iç dünyasına dönüp nerede olduğunu ve bulunduğu yerin ne kadar doğru olduğunu sorguluyor. Yoga, bu sorgulamada bazılarımız için bir rehber...  16 kadınla aynı yöne bakmak benim için harika bir deneyimdi.
 

Gökmen Küçüktaşdemir 
 



200 saatlik yoga eğitiminin "inziva" olarak adlandırılan son bölümünde Fethiye, Yediburunlar'dayız. 16 kadının içindeki tek erkek olmanın keyfini çıkardığım günler. Yaşadığım farklı deneyimlerden biri. Aslında inziva, çeşitli dinlerde ve inanışlarda var. Verilen eğitimin dışında, biraz yalnız kalarak iç dünyaya dönmek, her gün yaptığın kimi alışkanlıklardan uzaklaşmak ve kendini dinlemek anlamına geliyor.
Doğanın içinde, kentten uzak olmak benim için muhteşemdi. Ama kızlar için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Ay çekirge zıpladı! Ay böcek gördüm ayağımın yanından geçiyordu! Ay kelebek uçuyordu! Evet zaten çekirgeler zıplar, böcekler yürür ve kelebekler uçar. Bu onların doğaları. Onların evlerini işgal eden ve onlarla birlikte yaşamaya alışmak zorunda olan bizleriz. Buna rağmen her şeyden korkuyorlardı. Bir gece tırnak büyüklüğünde bir böceği akrebe benzetip panik yaşattılar. Aralarında sabaha kadar uyuyamayanlar oldu. Böceğe otopsi yaptık da herkes rahatladı.
Hepsini bir kenara bırakırsak doğa büyük bir öğretici. İlk günlerde korkan tüm kadınlar beşinci günde börtü böceğe alıştı. Artık çığlıklar atılmaz oldu.
Şunu söylebilirim ki korkuları yenmek için; olaylara tepki vermek yerine, olup bitene cevap vermeli. Kadınlar hamam böceğine tepki verirken, ben cevap veriyordum. Tepkiler içgüdüsel olarak gösterilen şeylerken, cevaplar etraflıca düşünülerek oluşturulmuş şeylerdir. Bu noktadan baktığımızda, hayatı anlamanın bir yolunu bence şöyle özetleyebiliriz... Mutlu olan biri, hayatındaki her şey yolunda olduğu için mutlu değildir. Mutlu olmasının sebebi, hayatındaki olaylara karşı tutumunun doğru olmasıdır.
 

DUYGU DURUMLARINA YANIT
 
 
Dünya; nice savaş, göç, doğal afet, açlık ve bulaşıcı hastalık gördü. Yeterince karmaşık olan insanın genetik hafızası, nefes almaya başladığı anla birlikte bu deneyimlerle şahsa özel bir yaşam formu oluşturdu. Geçmişten gelenler ve öğrenilenlerle zihin sürekli almaya ve biriktirmeye devam ediyor. Yani edinilmiş olan travmatik mirasa yenileri ekleniyor. Bizler de kimi zaman farkında olarak ya da olmayarak tüm bunların nedenlerinden biri olan inişli çıkışlı duygu durumlarımızın peşine düşüyoruz. Zaman zaman onları absorbe etmek, zaman zaman da açığa çıkartıp yok etmek için. İşte insanlar yogaya, bu kendini anlamaya ve tanımaya çalıştığı anlarda bulaşıyor.
 
16 kadının ve benim de yogaya ilgi duymamızın alt nedeni buyken birazdan yogayla ilişkilerini kendi cümlelerinden okuyacaksınız. Size neden yogaya başladıklarını, ne hissettiklerini, inziva kavramının onlara ne hissettirdiğini ve yaşattığını anlatacaklar...
Bu arada aldığımız eğitimin içindeki bir başka tecrübemiz "Aile dizimi" oldu. Aile dizimi ile birlikte kuşaklar öncesinden günümüze taşınan sorunlarımıza göz atıp, kendimizce dersler çıkardık. Aynı zamanda da birbirimizi daha iyi tanıdık. Güven duygumuzu pekiştirdik.
Hadi biraz da birlikte 5 gün geçirdiğim kadınlara söz verelim...
 

 
Simge Çiğdem (Tekstil Mühendisi / 34):
 
Yoga, hiçbir şeye yetişemediğimi hissettiğim, bütün enerjimi dışa akıttığım, yavaşlayamadığım, kendimden vazgeçtiğim bir dönemde hiç aklımda yokken aklıma düştü. Zeynep Çelen'in videoları izlenmekten ve yapılmaktan yıpranacak seviyeye gelince soluğu bir yoga sınıfında aldım. Haftada 4 gün birer saat kendimle temas etmek adım adım bana beni hatırlattı. Temas ediş o ediş, bir daha da hiç vazgeçmedim. İnzivaya da sadece yoğun bir beden pratiğinden oluşacağını düşünerek gittim. Ama daha ikinci günden -meditasyonların ve güvenli alanın da etkisiyle sanırım- kalbim artık göğüs kafesimin içinde değildi de sanki bir rozet gibi göğsümün üzerindeydi. Böyle bir açıklıktan; kendinle, davranış paternlerinle, yıllar boyu taşıdıklarınla yüzleşmek; kalpten kalbe bağ kurmak, müthiş yoğun ve unutulmaz bir deneyimdi. Bu ülkede kadın olmak üzerine bir ansiklopedi yazılsa, bu ülkede erkek olmak üzerine 10 ansiklopedi yazılmalı. Bir Türk erkeği; ağlamaz, gülmez, sevmez, kalbini açmaz, hislerini anlatmaz, değişimi kabul etmez. Hafazan Allah bunlar erkekliğine zeval getirebilir çünkü. Bunları yapmaz, onun yerine; sıkıştırıldığı kalıbın içinde küfürler ederek, vurarak, kırarak, bağırarak, tehditler savurarak çırpınır durur. Bu mahalle baskısını aşıp da yoga yapan, erkek ya da kadın olmanın ötesinde insan olma halini araştırmayı seçen erkeğe de saldırmayı ihmal etmez tabii Türk erkeği. Tüm bunlara rağmen yoga yapmaya devam edebilen tüm yogi arkadaşlarımı cesaretlerinden öperim.



Gökçen Bekar Demirağ (Avukat / 36):
 
Hayatımda hareketin eksikliğini yadsınamayacak ölçüde hissetmem ile yogaya başladım. Diğer hareket içeren alanlarda kendimi bulamıyordum ve yoğun günlük hayattan sonra dingin ve içe dönük bir hareket disiplini olarak yoga, tam benlikti. İnziva, öncesinde hakkında pek bilgi sahibi olmadığım, merak ettiğim ve biraz da kaygı duyduğum bir süreçti. Acaba, hallaç pamuğu gibi atılan iç dünyam, bana ne sürprizlerle gelecekti. Tahmin ettiğim gibi sürprizli geçti. Birliktelik hissini ve ortak enerjiyi, toplu meditasyonlarda tattım. Saf doğanın, bir parçası olduğumu hissettim yer yer. Sevgi ve yardımlaşma yayılmıştı ortama. Ancak, şimdi fark ediyorum ki, gerek fiziken gerekse zihnen, önceden hazırlanılmış, biraz daha içe dönük ve dinlenmiş olmayı dilerdim. Sosyalleşme ve onaylanma ihtiyacımızı giderdiğimiz bir zemin oldu sanki çoğu zaman. En büyük kazancım, farklı ve önümdeki süreçte daha derinden deneyimlemeyi umduğum meditasyon teknikleri sanırım. İnzivada içimizde bir erkeğin olması, hepimize özgü renkler gibi, bir renk katması dışında önemli bir fark yaratmadı. Yalnızca 1 tane olmasından memnundum. Cinsiyetlerimizin ön planda olduğunu hissetmesem de, daha fazla erkek olsaydı, sanki iktidar kokusu da daha fazla gelebilirdi burnuma. İçinde bir erkeğin de olduğu bir yerde, kadın dayanışmasını ve ortak ruhunu yoğun şekilde hissedebildiğim için şanslı hissediyorum. Yogayı, günümüzün cinsiyet rollerine uyduğu için, daha çok kadınlar yapıyor. Yoga, güçten ve sert tavırdan çok, esnekliği, yuvarlaklığı ifade ediyor şu günlerde. Modern toplumun kadına yüklediği sorumluluklar ve roller, kadını yogaya başlamaya cesaretlendirirken, aynı modern toplumun erkek üzerindeki baskısı, onu yoga ve benzeri, ruha dokunan, incelikli uğraşlardan uzak tutuyor.
 

 
Seval Açıksöz (Veteriner / 32):
 
Eğitmenlik eğitimine başladığımdan bu yana, yani 8.5 aydır yoga öğreniyorum. Kamp eğitimin bir parçasıydı. 2 yıldır pilates yapıyordum. Pilateste fiziksel bir tatmin var. Ruhsal olarak ve kafa olarak başka bir şeyin arayışındaydım. Dinginleşmek, yalnız kalmak ve içime dönmek istiyordum. O yüzden de yogayı tercih ettim.
Kamp beni çok heyecanlandırdı. Gelmeden önce de geldikten sonraki ilk 3 gün de uyuyamadım. Vegan beslenecek olmamız, kahve, alkol gibi şeyler tüketmeyecek olmamız beni korkutuyordu. Ama sonra bunlardan keyif aldım ve o alana da istediğim zaman girebileceğimi fark ettim. Bilmediğim için çok heyecanlanmışım. Doğanın içinde olmak çok güzel. İlk gün çekirgelerden, böceklerden korkarken sonra buna alıştım. Yalnızlığı da sevdiğim için burayı sevdim.
Aramızdaki tek erkeği görünce bu çocuk çıldırmış olmalı herhalde dedim. Tanıdıkça bir rahatsızlık hissetmedim. Yogaya, buradaki insanlara ve alana saygı duyan biri vardı karşımızda. Bir bütün olduk. Bu da güzeldi. 
 


Elif Başak (Bilgisayar programcısı / 38):
 
Kampa gelmeden önce bu kadar güzel geçeceğini düşünmemiştim. Ve bu kadar, böyle bir şeye ihtiyacım olduğunu bilmiyordum. Kızımdan uzak olmama rağmen; telefondan, televizyondan, trafikten uzak olmak iyi geldi bana. Ailemle bir bağım olmasa geriye dönmek istemeyebilirim. Yoga ile 13 -14 yıl önce tanıştım bir süre yoğun bir şekilde yaptım sonra ara verip. 6 -7 yıl da pilates yaptım. Geçen yıl tekrar yoga yapmaya ihtiyaç duydum ve tekrar başladım.
Yogaya karşı hep bir önyargı var. İlk soru, "Ben esnek değilim yoga yapabilir miyim?" oluyor. Erkekler de yoga yapıyor ama onların kendilerini ifade edebilecekleri ilgileriyle doğru orantılı pek çok seçenekleri var. Yoga sonlara doğru.
Bir erkeğin aramızda olması güzeldi. Kendi çocuğummuş gibi gururlandım. Farklı bir enerjinin aramızda olması güzel. Aynı anlayıştan aynı yerden çıkan bir ses gibi geldiğinden rahatsızlık hissetmedim hiç. Ara ara unutup gördüğümde şaşırıyordum.
 

 
Ceren Bora (Pilates eğitmeni / 37):
 
14 yıl önce yogaya başladım. Aşırı migren ağrım vardı ve yoga iyi geldi. Fiziksel anlamda da iyi hissettirdi. Hamile kalınca bıraktım. Pilatese başladım ve bir süre sonra stüdyo açtık arkadaşlarımla. Yeniden yoga yapma hissi gelince eğitmenlik eğitimine katılmaya karar verdim ve Ela Erdin'in derslerine katıldım.
Benim en çok istediğim şey eğitimin inziva kısmıydı. Kendimle başbaşa geçireceğim bir zaman dilimine ihtiyacım vardı. Kızım 10 yaşında ve bu kampı kendim için bir fırsat olarak gördüm. Yasaklar ve otorite ile bir sıkıntım vardır. Ama kendimce telefonsuz kalabildim ve bu hoşuma gitti.
Aramızda bir erkek olması değil de bir gazeteci olması beni korkuttu. Acaba olması gerektiği gibi olamayacak, diken üstünde mi olacağız diye düşündüm ama bu duygu daha sonra geçti.
Pilates ve yogaya karşı önyargı kırılıyor bence. Mesela benim İlk öğrencim 60 yaşında bir beydi. Onunla birlikte ben de kendimi geliştirdim. Daha sonra pek çok erkek öğrencim oldu.


 
Ebru Turgut ( Yazar / 37):
 
Yogayı ilk kez yaptığım o bir saat, bedenimdeki değişim bana çok iyi geldi. Her pozda bedenimi araştırırken anladım ki aslında bedenimin, sıkışmışlıklarının hiç farkında değilim. Öylesine kolumu atıyor, omzumdaki ağrıyı hissetmeden ekran başında uzun saatler çalışıyormuşum. Yoga, bedenimi hissetmeme de farkındalık yarattı. Nefesime odaklanmamı sağladı. Bu hali de çok sevdim sonrası bir bakmışım bu inzivadayım. İnziva bir çocukluk hali. İnzivada yaşadığım durum bu. Hepimiz gülüyor, eğleniyor ve sürekli hareket ediyorduk. Samimiyeti, alanları anlamama yardımcı oldu. Herkes o kadar içten ve kendiydi ki. Günlük yaşamda o kadar az karşılaşıyoruz ki bu durumla. Bir sürü dost edindim, birçok düşünceyle karşılaştım. Keşke dönmesek de istedim. Gökmen benim için evlat:) Benim için bir erkek değil, öncelikle bir insan. Cinsiyet sonra geliyor. Bence bizim sana sormamız gerekiyor; 16 kadın ve sen, nasıl geçti inziva? sonrasında yeni bir inzivaya ihtiyaç duyacağından endişe ediyorum:)
Sanırım biz kadınlar bir işe başladık mı daha çok araştırıyoruz, derine inmeye çalışıyoruz. Oysa Hindistan'da bir zamanlar kadınların yoga yapması yasak. Devrimci bir kadın çıkıyor ve ben de yoga yapacağım diyerek aslında yoganın doğa olduğunu herkese anlatıyor. Çünkü doğada her cinsiyet eşittir. 


 
Özlem Zeybek (Pilates eğitmeni /33): 
 
Yoga hep merak ettiğim bir şeydi. İzmirliyim ama 9 yıldır Akşehir'de yaşıyorum. Bulunduğum yerde gidip yoga yapabileceğim bir yer yoktu. Yoga eğitimlerini araştırdım. O dönemde yeni anne olmuştum ve bu eğitimler benim için hem zaman hem ekonomik anlamda hayaldi. Ve hedefimi küçültüp, bir pilates eğitimine katıldım. Sonraki bir yıl boyunca pilates eğitmenliği yaparak yoga eğitimim için birikim yaptım ve kendi imkanlarımla yogayı öğrenmeye çalıştım. Bu süreçte kızım da biraz büyümüştü. Ve sonra Yoga eğitmenliği eğitimine başladım. Benim için zorlu bir süreçti. Üç haftada bir - hafta içi Akşehir'de derslerim devam ediyorken- hafta sonları İzmir'e yoga eğitimine gidip geliyordum. Ama zaten hiç kolay şeyleri sevmemiştim ben. Sadece kendim için öğrenmeye gitmiştim yogayı ama daha eğitim bitmeden özel ders talepleri gelmeye başladı. Ve Akşehir'e yogayı tanıtma işi bana kalmıştı. Evimin bir odasını yoga stüdyosu şeklinde düzenleyip, dersler vermeye başladım. Hem motivasyon hem öğrenme anlamında büyük katkısı oldu bana. İnzivada olmak, kendimle başbaşa olmaktı benim için. Birçok yeni şey öğrendim tabii ki ama tek beklentim, kendimle kalabilmekti. Çok farklı bir ortamdı. Daha önceden az tanıdığım ve hiç tanımadığım insanlarla en özelimi, hislerimi paylaşmak bana güç verdi. İnziva kendime ayırdığım zamandı, bundan sonraki hayatımda her yıl için bir inziva sürecim olacak.
    İnzivada 16 kadın, 1 erkek 17 kişiydik. Ama herkes öyle rahattı ki; cinsiyet kavramımız önemini yitirmiş gibiydi. Sadece kişi olarak gördük karşımızdaki herkesi. Biz kızlar olarak çok memnunduk ama bazen kızsal muhabbetlerimizle rahatsızlık vermiş olabiliriz karşımızdakine. Ayrıca kadınların çoğunlukta olduğu bir grupta 1 erkek olması,daha güvende hissettirici bir durum bence. Yine de bu soruyu Gökmen'e sormak lazım. Bir genelleme yapmak çok doğru olmaz ancak kadınların duygularını ifade etmekte daha açık olduklarını düşünüyorum.
 
 
Berrin Ozyaman (Öğretmen / 49):                                        
Depresif bir dönem geçirdikten sonra bana iyi gelen şeyleri araştırmaya ve denemeye başladım. Yoganın da insanları ruhsal ve bedensel olarak güçlendirdiğini bütün kaynaklar söylüyordu. Diğer deneyimlediğim şeyler geçici iyileşme sağlıyordu. Oysa ben kalıcı bir iyileşme istiyordum. Ela Erdin de küçüklüğünden beri tanıdığım biriydi. Beni de sık sık eğitimlere arayıp çağırıyordu. Her seferinde bir dahakine diyordum. En son aradığında kendimi bu eğitime ve yolculuğa hazır hissettiğim bir dönemdi. Nelerle karşılaşacağım konusunda merak içindeydim. Ve artık hep etrafıma verdiğim dönemi kapatıp kendime vermeye başlamak istiyordum. Farkettim ki hep başkaları için yaşamışım. Hayatımda yeni bir sayfa açmaya karar verdim ve bu yolculuğa başladım. İnziva da olmak ürkütücüydü. Gittiğim anda bir an önce dönmek istedim. Ne işim var benim burada dediğim anlar oldu. Ama sonra beni hiç rahatsız etmedi. Her şey, mahrumiyet bile bana çok iyi gelmeye başladı. Oradaki her şey dönüşümün aşamalarıydı. Ruh ve bedenin evrilmesiydi. Son günlerde ise kendimi arınmış, düşüncelerin tacizinden kurtulmuş, rahatlamış ve önemli bir görevi tamamlamış olarak hafiflemiş hissettim. Bizimle birlikte bir adamın inzivaya neden geldiğini ve aramızda kendini nasıl hissettiğini merak ettim. Benim iş ortamımda da yıllarca hep tek bir erkek vardı. Ve o da artık bizden biriydi. Gökmen için de ilk günler biraz rahatsızlık hissetsem de; birlikte birçok şey paylaşınca, o da artık bizden biri oldu. Yanında çekinmeye gerek yoktu. Her şeyi konuşabilirdik. Aynı zamanda bir erkeğin olması güven vericiydi. Kadınlar depresyona daha yatkın. Özellikle 40'lı yaşlarda farkındalıkları daha fazla. Sorun çözme, birçok şeyi aynı anda yapma, zorluklara dayanma konusunda erkekten daha güçlü. Erkeklerde depresyonda  olma ya da bunu kabul etme daha az görülen bir şey. Erkek zayıf yanını saklamayı ya da yok saymayı tercih ediyor. Kadınlar ise daha dışa dönük, daha paylaşımcı sorunlarıyla ilgili....
 


Nilgün Algüney (Pilates eğitmeni / 33):
 
Yogaya, pilatese alternatif bir şeyler ararken başladım. Baktım benzer tarafları var, önce asanalar ile başlayıp, daha sonra derin yolculuğa çıkmaya karar verdim. İnziva aslında benim yaşadığım yaşam şekliyle çok örtüşen bir tarz, ama oradaki fark günlük işlerden biraz uzaklaşarak zihni ve bedeni daha çok yoga ile başbaşa bırakmak. İnzivaya giderken aslında biraz tatil yapmak ve yoğun geçen ders dönemimden sonra dinlenmek için gitmiştim ama her doğanın kendine has güzelliği beni bir kez daha büyüledi. Ve orada bulunan arkadaşlarımın enerjisi, orada kendi yaptığım self-practice'ler, arkadaşlarımdan öğrendiğim güzel dersler ve muhteşem meditasyonlar, farkına varamadığım, üzerinde çalıştığım bazı konularda farklı bakış açısı yakalayabilmeme katkıda bulundu. Daha fazla kendimle sohbet etme şansı buldum. Kendime bazı sorular yöneltebilme cesaretini bana sundu. Yoganın güzel bir tarafı da cinsiyet ayrımını ortadan kaldırması bence. İnsanlar özgürce kendi güvenli alanlarında ve kendi sınırlarıyla kalabiliyor. Ne eksikti ne fazla içimizde bir erkeğin olması. Olması gerektiği gibiydi, ben kendimi çok rahat hissettim. İçimizdeki erkek de bizden biriydi, biz de bir erkektik yeri geldiğinde. Dişil ve eril denge dengesini tutturabildik. İçimizdeki erkek orada olması gerektiği için oradaydı. Ve iyi ki geldi.
 

Figen Akyıldız (İşletmeci / 52)
 
Beden, zihin ve ruh dengesini sağlayıp yavaşlamak, sakinleşmek ve  dinginleşmek için yoga yapmayı seçtim. Bana uygun yoga hocamı (Ela Erdin) buluncaya kadar birçok farklı hoca ile çalıştım. Spora gittiğim merkezde yoga dersi vermeye başladığında istikrarlı şekilde yoga yapmaya başladım. Güzel insan, güzel ruh olması önemli. İçimizde bir erkek olması, bakış açısına merak uyandırdı. Kadınların duygusal zekaları daha gelişmiş ve daha hassaslar diye düşünüyorum. Bu nedenle yogaya daha fazla ilgi duyuyoruz.
 
 
Gözde Timurtaş (Tercüman / 30):
 
Yogayı çok uzun zamandır merak ediyordum. Başlama niyetim olsa da bir türlü fırsat bulamamıştım. Ancak 2012 yılında, hayatımın zorlayıcı bir döneminde duygusal bir desteğe ihtiyaç duyduğumu fark ettiğimde başlayabildim yogaya. Bu ihtiyacımı güvenli bir şekilde ortaya koyabilmemi sağlamış olmalı ki, iş zamanla yogayı derinlemesine öğrenme, kendi hissettiğim gibi yapma ve başkalarına öğretme noktasına kadar geldi. Bedenimi ve ruhumu gerçek anlamda yogadan sonra öğrenmeye başladım diyebilirim. İnzivada olmayı gitmeden önce de çok arzu etmiştim. Belki de hayatta da bireysel hareket etme konusundaki cesaretimin birçok insana göre fazla olmasından kaynaklanıyor bu. Kurallara elimden geldiğince riayet etmek istedim ve bunun bendeki yansımasını görmeyi tercih ettim. Kendinle başbaşa kalmak her zaman kolay değil elbette, yaşanan duygusal çözülmeler zaman zaman sarsıcı da olabiliyor. Ancak yüzeye çıkan her ne varsa bunu bir şifalanma olarak almak gerekiyor bana göre. İnzivayla birlikte kendimle ilgili birçok şey keşfettim. Örneğin, sınırlarımı korumak ve hayır diyebilmekle ilgili çalışmam gerekiyor. Hayat içerisinde bunu ne kadar yerine getirebilirim elbette bilmiyorum ama en azından artık sorunları görmeyi kabul ediyorum ve çözmenin yolunu da biliyorum. Yoga yaparken ortamda erkek olması kesinlikle ortamın enerjisini değiştiriyor. Bedensel ve ruhsal farklılıklarımızı açıkça görebiliyoruz böylece. Ben daha çok güven duygusu hissettim kişisel olarak. Yoga pratiklerimiz dışında da birçok paylaşımımız oldu. Grup içerisinde, tabu olarak görülen pek çok konuda da rahatça konuşabildiğimizi fark ettim. Bence kadınlar sorumluluk alma konusunda erkeklerden daha açık ve istekliler. Zaaflarını da erkeklerden daha kolay ortaya koyabiliyorlar. Erkekler ise güçlü görünmek istedikleri ve hep bu yönde telkinlere maruz kaldıkları için kendilerini dışarı açmayı zayıflık olarak görüyorlar. Kendi içlerine dönmeden yaptıkları aktivitelerde daha çok 'erkek' hissediyorlar. Elbette bu söylediklerimin dışında olan ve yoga yapan erkek arkadaşlarım da var. Daha çok erkeğin yogayla tanışmasını isterim. 
 


 



Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.413134.5510
Euro36.357136.5028
Ne güzeldir,sessizlikte birlikte olmak
Daha da güzeldir, gülmek birlikte
Cennetin ipekten şalı altında
Yosunlara ve kayın ağaçlarına yaslanarak,
Kahkahamız kadar yüksek sesli olduğunu dosluğumuzun
Gösteriyor dişlerimizin beyazlığı.
F. Nietzche