Dr. Bilgin Silan: Bütünsel tıp
Hayatımıza yeni giren
kavram: Bütünsel tıp
Yedi Bilgeler Kitap ve Felsefe Kulübü Başkanı, yazar ve hekim Bilgin Silan ile Bütünsel Tıp konusunda söyleştik. Silan, “Bütünsel tıp kesinlikle alternatif tıp değildir, tıbbın tüm enstrümanlarını kullanır” diyor
Gökmen Küçüktaşdemir / Röportaj – Konuk yazar olarak davet edildiğim bir kitap kulübünde tanıştık Bilgin Silan ile. Aslında kendisi de bir yazar. Aynı zamanda 4 yıl önce kurulan Yedi Bilgeler Kitap ve Felsefe Kulübü’nün başkanı, Türkiye birinciliği olan bir dansçı. Çok renkli bir kişiliğe sahip olan Bilgin Silan’ın asıl mesleği ise doktorluk. Ve o mesleğini çok seviyor. Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü’nün bir parçası, AKUT gönüllüsü, sağlık alanında sayısız seminer ve kongre organizasyonunu üstlenmiş, içinde yer almış biri. İzmir Askeri Hastanesi İç Hastalıklar Bölümü’ndeki görevini albay olarak noktalayıp emekli olduktan sonra muayenehane açarak kendi deyimiyle destekleyici tıp alanında hizmet veremeye başladı. Ben de merak ettim bu destekleyici ya da bütünsel tıp dediği nedir, ne işe yarar diye…
İLK YER HASTANE OLMALI
Dr. Bilgin Silan Muayenehane ve Sağlıklı Yaşam Merkezi’nin kapısını çalanlar, genelde hastanelerde sorunlarına çözüm bulamayan, sağlıklarına kavuşamayanlar. Özellikle belli bir yaştan sonra vücut yaşadığı sıkıntıları bir takım sinyallerle belli ediyor. İşte bu belirtileri dikkate almalı ve sorunun nedenini bulmalı. Yoksa sorun giderek büyüyor ve başka problemlere de yol açabiliyor. Yani erken teşhis önemli. Tabi ki gidilmesi gereken ilk yer bir hastane.
Hastanelerden istediği sonucu elde edemeyenler için Bilgin Silan’ın açtığı muayenehane dışında bir de üzerinde çalıştığı kitap var. Silan kitap için şunları söylüyor: “Bütünsel tıbbı anlatmak zor. Bunun bir eğitimi yok. Beden, ruh, zihin üçlemesi herkesin diline pelesenk olmuş durumda. Baktığın zaman herkes bunlarla ilgili bir şeyler anlatma çabası içinde, sanki herkes şifacı. Oysa insan bir araba ya da mekanik bir eşya değil. ‘3 gün sonra tamir etmiş olurum’ diyemezsiniz. Bir takım sorunlarla gelen kişilere bilinçli eller tarafından doğru müdahaleler yapılmalı. Tek bir yönteme tutunup her türlü hastalığı yok edebileceklerini, her türlü ruhsal çözümlemeyi yapabileceklerini düşünüyorlar. Bunlar yanlış. Ben de kitapta bunu anlatmaya çalışacağım.”
Silan, muayenehanesinde önce sorunun ne olduğunu anlamak için yaptırdığınız tahlilleri, röntgen gibi bir takım cihazlardan alınan çıktıları inceliyor, yapılan tedavilere bakıyor. Arından da kendi uzmanlığı dışındaki hastalara -mesela cerrahi müdahale gerekenler ya da psikiyatri hastalarına- önerilerde buluyor ve yönlendiriyor… Kendi hastalarını da seçtiği tedavi yöntemleriyle iyileştiriyor.
FARKLI YÖNTEMLER UYGULANIYOR
Bunu yaparken de gelen hastaların sorunlarına göre kimi zaman aromatik yağlar ve bitkisel droglar (Drog: Hayvan ve bitkilerden kurutularak veya özel metotlarla toplanarak elde edilen, eczacılık ve kısmen sanayide kullanılan ham veya yarı ham madde) kullanabiliyor, kimi zaman da manyetik alan tedavisi, akupunktur, bilinç tedavisi, bilinç egzersizleri ve drama uygulayabiliyor. Bedendeki sorunları teşhis etmek içinde genelde Elektro Somato Gram (ESG) adında bir cihaz kullanıyor. Özet olarak çıplak ayaklarla üzerine bastığınız bir cihaz 6 kutuptan bedeninize bağlanıyor ve üzerinizden çok küçük bir elektrik akımı geçiriliyor. Cihaz, vücuttaki enerji akışını ve alış verişini bilgisayara gönderip yorumluyor. Frekans değerlerinden iç organlarınızda bir sorun olup olmadığı, beslenme alışkanlıklarınıza bağlı olarak vücutta hangi maddelerin eksik ya da fazla olduğu, hangi besinlere karşı vücudunuzun hassas olduğunu, auranız ve hatta çakralarınızın durumu gibi birçok sonuç grafiklerle ortaya dökülüyor. Ben de evime bu cihazdan alayım, neyim var neyim yok sürekli bakayım demek zor. Çünkü asıl önemli olan verileri yorumlamak.Kimyasal maddelerden oluşan ilaçların bedenimizdeki bir yeri düzeltirken bir başka noktayı olumsuz etkileyebileceğini anlatan ve bu nedenle önce ilaç kullanmadan sorunları nasıl tedavi edebileceğini düşündüğünü ifade eden Silan, “Geçtiğimiz günlerde bir diyetisyen tarafından kilo veremediği için bana gönderilen bir hastam oldu. Asıl problemin 8 yaşındayken Almanya’dan göçe dayanan bir soruna dayandığını tespit ettim. 3 yıl önce de bu problem, ailesinden birinin yaşadığı bir sağlık sorunu ile tetiklenmiş. Bunu açığa çıkardıktan sonra küçük zihin oyunları ile tedavisini gerçekleştirip, diyetisyeninin verdiği diyeti değiştirmeden kilo vermeye başlamasını sağladım. Yine kilo veremeyen bir başka hastam vardı. Kendisine insülin direnci denmiş. Yaptığımız ölçümlerde mantar frekansının yüksek olduğunu görüp mantar detoksu yaptırdım. Kısa bir süre de iyi sonuçlar aldık. 10 gün içinde belinde 5 cm incelme gördük” diyor.Bunlar gibi onlarca örnek var elinde. Ama insanların en çok; hazımsızlık, halsizlik, yorgunluk, iştahsızlık, kabızlık, geçmeyen gaz sorunları, eklem ağrıları, kas ağrıları, saç dökülmesi, cilt bozuklukları gibi nedenlerle kapısını çaldığını dile getiren Silan, bugünlerde yaşadığımız stresli hayatın, zor yaşam koşullarının ve sağlıksız beslenmenin vücutlarımızı çok olumsuz etkilediğini söylüyor.
DOKTOR ELİ DEĞMELİ
Bilgin Silan’a yaptıklarının alternatif tıp olarak görüldüğü söylediğimde buna karşı çıkıyor. Silan, “Kesinlikle alternatif tıp değil. Çünkü ben tıbbın kendi enstrümanlarını da kullanma taraftarıyım. Ülkemizdeki sorun doktor elinin hastalara değmemesinden kaynaklanıyor. Hastayı ekrandaki tahlil sonuçlarından ya da röntgenden değerlendirmeye çalışıyorlar. Hastaya dokunmuyorlar, dinlemiyor, yeterli zaman ayırmıyorlar. Bu da insanı mekanikleştiriyor. Ben bütünsel, destekleyici tıp diyorum” ifadelerini kullanıyor.
Hastalara enerji tedavi uygulayıp uygulamadığını sorduğumda, bunun görülmeyen bir şey olduğu için çok suistimal edildiğini ama kendisinin bu konuda da eğitim aldığını ve gerektiğinde bunu da çok fazla ifade etmeden kullandığını anlatıyor. Silan, “Enerji dediğimiz şey aslında frekanstır. Bunu radyo frekansı vererek de yapabilirsin manyetik alan frekansı vererek de” diyor.Hastanelerde görev yapan doktorlar gibi çalışmak istemediğini belirten Silan şunları söylüyor; “Hasta geldiğinde ne tür şikayetleri olduğunu soruyoruz. ‘Halsizliğim, baş ağrım var, kas ağrılarım var’ diyor. Tomografi çekip kan tahlillerine bakıyoruz. Bir şey çıkmıyor. Bir de mr istiyoruz. Onda da bir şey çıkmıyor. Sonra bir de sinirlerini kontrol ediyoruz. Onda da bir şey çıkmıyor. Sonra diyoruz ki nedeni psikolojik. Aslında psikolojik neden tüm hastalıklarda var. Acaba bu senin beyninin yarattığı bir hezeyan mı, var olmayan bir şey mi yoksa sinir ve stresin vücuttaki bir takım yansımaları mı? İşte biz bu yansımaların etkilerini çözebiliyoruz. Nedir bu? Bir takım parazitlerin ve mikropların oluşması, vücuda gerekli bazı maddelerin azalması gibi şeyler. Biz gıdalarla birçok mineral alırız. Demir gibi gümüş gibi… Mesela gümüş eksikliği cilt kuruluğu yapar. Bunun dengesi bazen bozulur bu da sorunlara neden olur verdiğim örnekteki gibi. Bunları inceleyip, izleyip sorunu gideriyoruz. Güzellik ürünleri yerine bir takım yağlarla sorunun önüne geçebiliyoruz.”
EĞİTİMDEN EĞİTİME KOŞMUŞ
Afganistan’a gittiği bir görevde bölgedeki doktorlardan ve farklı ülkelerden gelenlerden çok şey öğrenmiş. Ve daha fazlasını öğrenmek için de Türkiye’ye döndükten sonra eğitimden eğitime koşmuş. Bunun içinde aroma terapiler, elle tedavi yöntemleri, frekans tedavisi, meridyen tedavisi ve tasavvuf bile var. Silan’a göre amaç şifa vermek ve hangi enstrüman fayda getirecekse onu kullanmak.
Yazma serüvenim hiç bitemeyecek
“Profesyonel Hayalci” adında bir deneme kitabı var. İçinde Bilgin Silan’ın farklı konularda hayata dair düştüğü notları bulacağınız kitap, kişisel bir manifesto niteliğinde. Yazarı yazmaya iten şey genelde okurlardan aldığı geri bildirimlerdir. 80 yaşındaki bir teyzenin kendisine, “Sen benim hayata bakışımı değiştirdin” demesi Silan’ı hem mutlu etmiş hem o yaşta yaşama sıkı sıkı tutunmasından dolayı ilham almış hem de onu daha fazla üretmeye iten nedenlerden biri olmuş. Ayrıca basılmasını beklediği bir tarihi aşk romanı ile ‘Bir Demet Öykü’ adlı kitapta yayınlanan bir öyküsü bulunuyor. Yazmaya başladığı bütünsel tıp konulu kitabı üzerinde hala çalışıyor. Silan, “Yapmaktan mutlu olduğum şeylerden biri de yazmak. Sanırım o hep devam edecek” diyor.
Dans vazgeçilmezlerinden
Bilgin Silan, 6 yıldır dans ediyor ve bundan büyük keyif alıyor. Salon dansları yapıyor. İngiliz valsi, Viyana valsi, quick step vb. 1.5 yıl kadar profesyonel olarak dans etmiş. Türkiye birinciliği bile bulunuyor. Şimdilerde işlerinden dolayı fazla zaman ayıramadığı için yarışmalara katılmayı bırakmış durumda ama yine de dans etmeyi bırakmış değil. Arjantin tango favorisi. Dans etmenin ve spor yapmanın insan bedenine çok büyük katkısı olduğunu söylüyor.
Kitapların dünyasında yolculuk
Bilgin Silan, yaratıcı yazarlık ve roman yazma eğitimi aldıktan sonra daha fazla edebiyatla haşir neşir olmuş. Böylece hem yazar kimliği ortaya çıkmış hem de kurulan kitap kulübü içinde yer almış. Ayda bir kez okudukları kitabın yazarını davet ediyor ve onunla sohbet ediyorlar. Aynı zamanda belirlenen her hangi bir konunun uzmanını çağırıp onu dinliyor ya da izledikleri bir filmi tartışabiliyorlar. Bilgin Silan, Yedi Bilgeler Kitap ve Felsefe Kulübü’nü şöyle özetliyor: “Aynı algıdaki insanların bir araya gelmekten keyif aldığı, fikir ürettiği bir grup.”
Yorumlar -
Yorum Yaz