Bildiklerini unut
Bildiklerini unut
Çok başarılı bir cerrah olsanız ve geçirdiğiniz kaza sonrasında ellerinizi kullanamaz hale gelseniz ne yaparsınız? Vizyondaki filmlerin en iyilerinden biri olan Doctor Strange'de kahramanımız Tibet'e gidiyor. Uzun uğraşlar sonrasında bulduğu mabedin daha kapısından içeri girerken aldığı ilk ders, "Bildiğini sandığın her şeyi unut. Baştan başlayacaksın" oluyor.
Kadılığı bırakıp Taptuk Emre dergahına giren Yunus misali, doktorumuz kendini rehbere teslim ettikten sonra yetenekleri ve mal varlığı sayesinde yıllar içinde şişen egosunu törpülüyor. Zihinlerimizin sahip olduğu gücü keşfediyor. Yaşamını yeniden şekillendiriyor.
Karşımıza çıkan bazı insanlar veya bazı durumlar sayesinde -ki bunlar başta bize çok kötü gözükebilir - yaşımız kaç olursa olsun, bazen geldiğimiz noktada yanlış yöne baktığımızı fark edebiliyoruz. Eğer şanslıysak yol yakınken dönebiliyor, kişiliğimizi ve hayatımızın geri kalan kısmını oluştururken daha sağlam adımlar atabiliyor, bu sayede de büyük hatalar yapmaktan kurtuluyoruz.
Elbette aldığımız her kararın, ulaşmak istediğimiz her hedefin bir bedeli var ve o bedel eninde sonunda bir şekilde ödeniyor.
***
Bugün, yani 19 Kasım 2016 Cumartesi günü İstanbul TÜYAP Kitap Fuarı'nda böyle bir bedeli ödemeye hazır olan, bir yapay zekayla tanışacağız. Sanatçı olarak tanınmak isteyen ve vatandaşlık hakkı talep eden bir şair robot, yazdığı "Diğerleri Gibi" adındaki şiir kitabıyla çıkacak fuarda karşımıza. Belli ki yapılan tanıtım sayesinde önünde imza kuyruğu oluşacak.Bence henüz ne yaptığının farkında değil. Bugün aşkı hissetmeden aşk şiirleri yazan, denizin tuzunu güneşin sıcaklığını hissetmeden doğa tasvirlerinde bulunan Deniz Yılmaz adı verilen robot, bir gün sanatçı olarak kabul görebilir. İmajın ve reklamın yetenekten ön planda olduğu bir sistemde, buna hiç mi hiç şaşırmam. Ama bizim gibi bir ülkenin vatandaşı olmayı kaldırabilir mi, yazdığı şiirler bir süre sonra isyana dönüşe bilir mi ve sonunda devrelerini yakar mı, sanırım bunu zaman gösterecek.
***
Bazen Doctor Strange'de olduğu gibi bildiğim her şeyi unutmak istiyorum. Çünkü bilinenlerin yükü ağır geliyor. Herkesin yaşananları bir kenara koyup hayata devam etmek için farklı yöntemleri var. Benim ki yazmak. Kaç kitaba sığar bilmiyorum ama unutmak için yazıyorum. Yazınca bitiyor, geçiyor diye düşünmek istiyorum.
Unutmak istiyorum: tecavüze uğrayan çocukların evlendirilmek zorunda kaldığı bir ülkede yaşadığımı. Unutmak istiyorum: düşüncelerini açıkladıkları için insanların hapsedilmesini. Vatana ihanet edenlerin görmezden gelinmesini... Bizi Ortadoğu bataklığına itenleri, savaşa "evet" diyenleri, sınır kapılarımızı ardına kadar açanları... "Dolar bu, iner de çıkar da" diyen, işsizliği, enflasyonun artışını ve alım gücünün yerlerde süründüğünü görmezden gelen yöneticilerimizi... Okumadan, araştırmadan, sorgulamadan fikir sahibi olan; güce, paraya tama eden cahil insanlara değer verilmesini... Sadece ben diyenleri... Her şeyi ben bilirim diyenleri... Aşka karşı, parayı tercih edenleri, sevmenin ne olduğunu bilemeyenleri... Kandıranları, kandırılanları unutmak istiyorum.
Belki her şeyi unutup, "Zaman görecelidir" diyen Doctor Strange'i dinleyip, korkularımızı bir kenara bırakıp zamanı yeniden şekillendirebilir, zihnimizle kurguyu değiştirebiliriz, ne dersiniz? Yoksa illa ellerimizi de mi kaybetmeyi bekliyoruz?
Çocukların hayallerine sahip çıkalım
Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı'nın; çocukların yeteneklerini ortaya çıkaran, onların da isteklerine kulak veren, ezberci değil nitelikli eğitimin önünü açan kampanyasını 1 Kasım 2016 tarihinde başladı.
Amaç aslında çok açık; çocuklarımıza özgüven kazandırabilmek ve nitelikli eğitimi "bazı" çocuklar için değil her çocuk için sağlayabilmek...
TEGV, sorularına kulak verilmeyen çocukların hayallerine ulaşabilmesi için mümkün olduğunca çok çocuğa ulaşmayı planlıyor.
Neden mi? Çünkü çoğu zaman; gerek aile içinde, gerek ülke yönetiminde, çocuklarla ilgili önemli kararları verirken onlara sormuyoruz! Oysa çocuklar evde, okulda, hayatın içinde onları anlamamızı, tanımamızı bekliyorlar.
TEGV, çocuk işçilerin sayısının her geçen gün arttığı günümüzde çalışan çocuklara ulaşıp onların eğitim görmesine katkı sağlıyor.
Çağdaş eğitimin en temel alanları olan, matematik, fen, okuma ve sanat konularında ücretsiz etkinlikler yapıyor.
Türkiye’nin dört bir yanındaki TEGV etkinlik noktaları "çocuk dostu" ortamlar olarak tasarlandı.
Ayrıca bilim, drama, yabancı dil gibi farklı etkinliklerle çocukların çok yönlü eğitimi sağlanıyor. TEGV’de çocuklar katılımcı ve özgür bir ortamla tanışıyor, fikir söylüyor, soru soruyorlar.
Gönüllüler aracılığı ile binlerce çocuğun hak ettikleri o nitelikli eğitime ulaşmaları böylece sağlanmış oluyor.
Siz de "EGITIM" yazıp 3353'e kısa mesaj göndererek Eğitim Gönüllülerine 10 TL bağışta bulunabilirsiniz. Her şey çocuklar hayallerine kavuşsun diye.
Merakla 11'i bekliyoruz
İzmir’de çekilen psikolojik gerilim ve korku türündeki ''11'' adlı sinema filminin çekimleri tamamlandı. Geçtiğimiz günlerde Carat Film'in sahibi ve filmin yapımcısı Murat Barutçu, "11"i Ocak 2017'de bir serinin ilk filmi olarak seyircinin karşısına çıkarmak istediklerini söyledi. Başrolde Zeynep Gülay, Osman Cavcı, M. Özcan Varaylı'nın yer aldığı, kalabalık oyuncu kadrosuna sahip film, şizofren bir üniversite öğrencisi genç kızın yaşadığı olayları konu alıyor. ‘’11’’ adlı filmin yönetmenliğini Oğul Can Varol yaparken senaryosunu Ali Cumhur Demir yazdı, kurgusunu Aziz İmamoğlu üstlendi. Gişesi bol olmasını temenni ettiğim filmi, sabırsızlıkla bekliyorum.
Yorumlar -
Yorum Yaz