Güzelliğe güzelik katmak
Güzelliğe güzellik katmak
Gökmen Küçüktaşdemir / İzmir Life
Hayatı güzelleştiren insanın ta kendisidir. Her şey uykudan uyandıktan sonra etrafında ne görmek istediğinle başlar. Güzel bir oda, huzurlu bir ev... Peki sadece bu kadar mı? Ya pencerenden dışarıya baktığında görmek istediklerin… Yaşadığın köyde, kasabada veya şehirdeysen mahallende, bulduğun ilçede, hatta kentinde ve dahası ülkende bir şeyleri değiştirmeyi, güzelleştirmeyi düşündün mü hiç?
İzmir’den giderken, Kuşadası’nı geçip Davutlar’a
döndükten sonra biraz ilerden sola dönen yoldan bir dağın tepesine doğru çıktık. Yolun solunda lila rengine boyanan büyük çöp tenekesini ve az ilerde de tertemiz boyanmış birkaç evin duvarlarına dizilmiş rengarenk çiçekleri görünce doğru yere geldiğimizi anladık.
Şimdiye kadar, hiç çirkin gözüktüğü için mahallendeki bir duvarı boyadın mı? Yaşadığın yerin nefes alması için bir parkın oluşmasına sebep oldun mu? Bahçene ya da herhangi bir yere ağaç diktin mi? Bir okulun eksiklerini giderdin mi? Sahipsiz hayvanlar için bir şeyler yaptın mı? Başka bir şehirde nedensiz kesilen bir ağacın, öldürülen bir hayvanın, korunmadığı için yıkılmak istenen bir sanat merkezinin hesabını sordun mu?
“İnsanları birleştiren duygular, ayıran ise fikirlerdir” der Goethe. Hiç benzer duygulara sahip başka insanlarla bir araya gelerek çevrendeki olumsuzlukları gidermeyi seçtin mi?
İyi ki bunları yapan birileri var ve hayat onlar sayesinde daha yaşanılabilir halde.
CAFERLİ DE GÜN BATIMI
Yola çıkıp da vardığımız yer Kuşadası’na bağlı olmasına rağmen Söke’ye çok yakın olan Caferli Köyü’ydü. Bizi oraya çeken ise köyde yaşanan değişimin rüzgarıydı. Rüzgar sadece değişim değil beraberinde incir, zeytin ve limon ağaçlarının, mis kokulu onlarca farklı çiçeğin kokusunu taşımıştı. Yenilenmiş sokakları, genelde lila rengine boyanmış tertemiz evleri, renklenmiş merdivenleri, balkonlardan sarkan çiçekleri, süslenen çöp kovalarını görmek beni mutlu etti. Çanak antenlerin, su depolarının bile bu renk cümbüşüne uyum sağladığını görmek keyif vericiydi. Köyün sahip olduğu manzara da muhteşem… Dağları örten yeşillikler arasından gözüken Kuşadası ve deniz. Bu arada mutlaka Caferli’de gün batımını izlemelisiniz.
GÜÇ BİRLİĞİ YAPMIŞLAR
Yaşanan değişimi görünce merak edip sebebini sordum. Karşıma "Caferli Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği” ve derneğe üye olan köylüler çıktı. Muhtarlık başta derneğe destek olmuş ama daha sonra kendini geri çekmiş. Sebep de köydeki değişimle birlikte bölgeye gelen Koruma Kurulu’nun eski ilköğretim okulu ve bir sarnıç ile onların çevrelerindeki bazı yerleri koruma altına alması. Bu alan içinde, evleri olan bazı köy sakinleri de muhtar İsmail Arı’ya destek verince köyden iki farklı ses yükselmeye başlamış. Bir taraf değişime, gelişime açık… Diğer taraf ise kendi içine kapanmış, beklemeyi seçmiş durumda. Küçük bir Türkiye manzarası anlayacağınız… Aslında “köy” yazdığıma da bakmayın son Büyükşehir yasasıyla mahalle olmuş durumda Caferli. Kayıtlı hane sayısı 72 ama 15’i merkezde toplam 35 hanede yaşam devam ediyor. Yeni yasayla muhtarın elindeki yetkiler de alınmış. Muhtar İsmail Arı, Koruma Kurulu kararını değiştirmenin peşinde, “Gerekirse siyasi görüşümüzü değiştireceğiz. Hırsız da deseler, yalancı da deseler, karşı partiye oy vereceğiz” diyor. Sonra da “Siz hangi partiyi kastettiğimizi anlamışsınızdır” diye ekliyor. “Muhtarlar çözüm üretmektense böyle düşünüyor demek geçiyor” içimden. Konuşmamızdan Koruma Kurulu’nun kararını doğru bir şekilde tahlil edemediğini anlıyorum. Ne yazık ki Aydın Büyükşehir Belediyesi ve Kuşadası Belediyesi de muhtarı doğru yönlendiremediği için muhtarın kafası epey bir karışmış durumda.
AVRUPA GÜZELİ BAŞKAN
Derneğin başında ise 1982 yılında Türkiye ve Avrupa Güzeli seçilen Nazlı Deniz Kuruoğlu var. Güzelliği köye yansımış. Kendisi aslında eski bir balerin ve akademisyen. En çok sevdiği şeylerden de bir de motoruna atlayıp gezmek…
Yıllardır bölgeye gidip gelen ve son dönemlerde giderek nüfusu azalan köye yerleşerek hayatını burada sürdüren Nazlı Deniz Kuruoğlu bölgenin kaderini değiştirmek için çaba sarf ediyor. Sahip olduğu zeytinlik dışında zamanının çoğunu başkanlığını yaptığı dernek için harcıyor. Nazlı Deniz Kuruoğlu ve dernek üyeleri köyü güzelleştirmenin dışında sosyal medya ve internet üzerinden Caferli Köyü’nün tanıtımı içinde çaba sarf ediyor. Muhtar Arı’ya köy için ne tür projeleri olduğunu sorduğumda sadece, “Koruma Kurulu kararını kaldırmak” diyor. Hiçbir yetkisi olmayan dernek üyeleri ise yapılması gerekenleri bir bir sıralıyor. Anlıyorsunuz ki dernek üyeleri yaşadığı yeri güzelleştirmekte, değiştirmekte ve geliştirmekte kararlı. Lavanta üretip satmak ve şu an kapalı olan ilköğretim okulunu bir kültür - sanat merkezine çevirmek ilk düşünceleri.
BELEDİYELERDEN DESTEK
Ayrıca Aydın Büyükşehir Belediyesi ve Kuşadası Belediyesi’nden de bazı istekleri var: Kapalı haldeki ilköğretim okulunun açılması ve eğitimin dışında sanatsal etkinlikler içinde kullanılmasına izin verilmesi, meydandaki trafonun taşınması, organik tarım için teşvik, köylülere evlerinde ürettikleri ürünleri satmaları için bir yer verilmesi, mezarlıkların düzenlenmesi için kendilerine yardım edilmesi. Bir de köyün ulaşım güzergahı üzerine üstü kapalı ve birer kitaplığı olan, çiftçilerin beklerken kitap okuyabileceği 3 durak yapılmasını istiyorlar. Dernek üyelerinin en büyük isteği ise ilerleyen zaman içinde kooperatifleşerek üretime daha çok katılımı sağlamak... Tabi bir yandan boyalar ve çeşitli düzenlemeler için sponsor da arıyorlar. Malum derneğin bütçesi, köylülerin verebildikleri paralarla sınırlı… Bölge şimdilik doğa yürüyüşçülerinin ilgisini çekmiş durumda. Ama yakın gelecekte çok sayıda turisti kendilerine çekecekleri gün gibi ortada. Umarım Alaçatı ve Şirince gibi kimliklerini yitirmezler…
Cenneti başka yerlerde, ölümün ardında aramamıza gerek yok. Her türlü beceriye sahip olan insan hayalleriyle yaşadığı yeri cennete çevirebilir.
Yorumlar -
Yorum Yaz