İnsan olmak

Bugün Türkiye'de yaklaşık 50 iletişim fakültesi var. Sadece Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde yaklaşık 3 bin öğrenci okuyor. Her yıl binlerce öğrenci bu fakültelerden mezun oluyor. Ancak yüzde 90'ı farklı mesleklere yöneliyor ya da işsizlikle mücadele ediyor. Çünkü Türkiye'de medya ve iletişim sektörü, bu kadar genç insanı kaldırabilecek seviyede değil. Buna rağmen her nedense yeni fakülteler açılmaya devam ediliyor. Hal böyle olunca, öğrenciler üniversitenin son yılına geldiklerinde gelecek kaygısı yaşamaya başlıyor.

***

Geçtiğimiz günlerde Ege Üniversitesi'nin düzenlediği "Yetenekli İş ve İşgücü Zirvesi"nde ben de konuşmacılar arasındaydım. Gençlerin yüzündeki kaygı, panel sonunda sorulara yansıdı. Birçoğu sordukları soruların ardına, içine itildikleri büyük yarışla ilgili kırgınlıklarını ve kızgınlıklarını gizlemişlerdi. Haksız da değillerdi...

Prof. Dr. Gülgün Tosun moderatörlüğünde düzenlenen zirvenin ikinci bölümünde, benimle birlikte DEV Bütünleşik Ajans Başkanı Erhan Gölbey, Dominant Ajans Başkanı İsmet İmrak, Habertürk Gazetesi Yazarı Durmuş Odabaşı, Ege Üniversitesi Öğretim Üyesi Yar. Doç. Dr. Nazım Ankaralıgil ve Araştırma Görevlisi Dr. Gökçen Başaran İnce ile 4 öğrenci arkadaşımız genç iletişimcilerin karşısındaydık. Dilimiz döndüğünce, iş hayatında karşılaşacakları zorlukları, zamanları varken yapmaları gerekenleri anlatmaya çalıştık.

Dünyanın gelişimine ayak uydururken, her zaman yenilikleri takip etmelerini ve sürekli kendilerini geliştirmelerini öğütledik. Sevdikleri işi yapmanın ne kadar önemli olduğunu vurguladık. Ama en önemli bilginin, iyi ve düzgün bir insan olmak olduğunu anlattık.

***

Geçtiğimiz günlerde meslek hayatının 30. yılını açtığı sergiyle kutlayan karikatürist Sadık Pala, işte panelde gençlere anlatmaya çalıştığımız bu iyi ve düzgün adamlardan biridir.
Neşe ve Karikatür Müzesi'nde 30 yıllık emeğinin bir bölümünü sergileyen Pala, çizgilerindeki çocuksu naiflik ve ince espriler ile belleklerimizde yer etmiştir.
Çalışmadığı gazete ve dergi kalmayan, 35 aşkın ödülün sahibi Pala, her zaman sevilen ve kendisine güvenilen insanlardan biri olmuştur. Bu nedenle açtığı sergi, ilk günden itibaren başta dostları ve yakınları olmak üzere, İzmirliler'den büyük ilgi görüyor. Çizgisiyle ve güzel karakteriyle gönüllere dokunan Pala'nın "Pala's Pandıras" adlı sergisini görmediyseniz bir gidin derim...