"Barda sanat yapılmaz"
İçkili ortamlarda yapılan müziğin sanat olmadığını söyleyen Fatih Erkoç, böyle yerlerde sahne almanın da sanatçı açısından tehlikeli olduğunu söylüyor
GÖKMEN KÜÇÜKTAŞDEMİR
Fatih Erkoç, Sevgililer Günü'nde İzmir'de Dokuz Eylül Üniversitesi Senfoni Orkestrası'yla sahne aldı. Konseri izlemeye gelenler aynı zamanda Fatih Erkoç'un şarkılara sığdıramadığı yaşamıyla karşılaştı. Onun için hemen her şarkının bir öyküsü ve o öykünün de bir kahramanı vardı. Orkestranın önündeyken bizleri sanki bir ülkeden bir diğerine götürdü, müzik yarışmalarının heyecanlarını tattırdı. Dost sohbetlerinin sıcaklığını paylaştık onunla, yaşadığı özlem dolu anları anlatırken aşkın sokaklarında dolaştık. Konserin sonunda ise yüzümde kocaman bir gülümseme ve elimde çözmek için sabırsızlandığım bir röportaj kaseti vardı.
İzmir'de gerçekleştirdiğiniz bu konserin diğerlerinden farkı neydi?
"Daha öncede senfonik orkestralarla sahne almıştım. Ama bu kez 'Ellerim Bomboş' gibi eski albümlerimden birkaç bildik şarkıma, hiç duyulmamış şarkılarım eşlik etti. Ki ben bunları birkaç sene sonra senfonik şarkıların yer alacağı bir albümde kullanacağım. Bu şarkılarımı, böyle bir konseri yapmam için Dokuz Eylül Üniversitesi Senfoni Orkestrası'ndan bir teklif gelince ortaya çıkardım. Ve Zafer Çebi de onların düzenlemesini yaptı."
Bir barda şarkı söylemekle senfonik bir fark var mı?
"Senfoni orkestrasıyla bir konser vermek benim için çok keyifli... Senfonik konserler dinleyiciler için de müzikal anlamda çok doyurucu oluyor. Ben birkaç senedir içkili yerlerde sahne almıyorum. Böyle yerlerde çok çok özel zamanlarda çalışıyorum. Barlarda şarkı söyleyen bazı arkadaşlarımız bana kızabilirler ama oralarda sanat yapıldığını iddia edemezler."
Mine Çayıroğlu geçtiğimiz günlerde "Ben barlarda şarkı söylemem" demişti. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?
"Arkadaşlarımız Mine'ye tepki gösterdiler. 'O kaç yıldır şarkı söylüyor ki' dediler. Onlara da hak veriyorum. Ama sanırım Mine'nin söylediklerini, bunca yıldır şarkı söyleyen biri olarak ben söylesem bana kızmazlar. Bana kimse barlarda ortaya konanın sanat olduğunu söyleyemez. Ancak yapılanlar sanatın küçük bir parçasıdır. Ve gece hayatı sanatçılar için tehlikelidir de... Gece bütün kötülükleri içinde besler. Aslında senfonik konserler de çok sık olmuyor. Benim sahneye profesyonel olarak çıktığımdan beri 37 sene geçti. Keşke özel salonlarda senfoni orkestralarıyla daha sık sahne alabilseydim. Bu tür konserler üç günde bir olsa bile bayıla bayıla gider söylerim. Ama ben ayda iki tane böyle konser olsa ona bile razıyım. Çünkü böyle konserler insanın ufkunu da genişletir."
Gece hayatı tehlikeli derken yaşadığınız ilginç bir olay var mı? Varsa anlata bilir misiniz?
"Bir gece işi çıktığı için sahne çıkamayan bir arkadaşım için gurubumla birlikte 2 saatten fazla şarkı söyledik. Sonra sahneden indik. Biz sahnedeyken barda az müşteri vardı. İndikten sonra ise 10 kişilik bir grup daha geldi. Oranın patronu yeni gelenler için bizden tekrar sahneye çıkmamızı istedi. Kostümlerimizi çıkarmış olmamıza rağmen çıktık bir saat daha sahnede kaldık. Daha sonra menajerim paramızı istediğinde belindeki tabancayı ortaya çıkararak alacağımızın yarısını vererek, 'Daha başka istediğiniz var mı?' demiş. Bu, benim bar ve kulüp işlerinden giderek sıyrılmama neden olan bir olay oldu. Bir başka olayda Norveç'te başıma geldi. Biz sahnedeyken benim eşim ve davulcunun kız arkadaşı bir masada oturup bizi izliyorlardı. Yanlarına yaklaşan bir bey, davulcunun kız arkadaşına bir bira ısmarlamış. Sonra adam ısmarladığı biradan bir yudum içmek isteyince davulcunun kız arkadaşı adamı itmiş. Ve zaten içkili olan adam da yere düşümüş. Ve orada bir kavga çıkmış. Bu arada olay bizden biraz uzak bir yerde gerçekleştiği için tam olarak ne olduğunu anlayamadık. O gece orada orkestra şefinden iyi bir fırça yemişdik. Özellikle yurt dışında siz müzik yaparken yanınızda getirdiğiniz kişilerin kavga etmesi ve böyle orkestrayı etkilemesi, ortamı bozması hiç kabul edilemez."
Bir de sizin 'Miras' adlı bir projeniz var. Uzun yıllardır üzerinde çalışıyorsunuz. Bu projenin sonuçlarını ne zaman görebileceğiz?
"İçinde benim bugüne kadar yaptığım bütün müzikleri kapsayan bir proje bu... Bir çok albümü aynı anda piyasa çıkarmak istiyorum. Bu albümlerin içinde; halk müziği, sanat müziği, caz, senfonik, eski Türkçe pop, eski yabancı şarkılar ve belki bir tane de tango var. Bu da toplam 6-7 tane ediyor. Üzerinde çalıştığım bu projenin tamamlanması için sanırım 3-4 sene daha sürebilir. Mayıstaki yeni pop albümünü çıkarmışsak ve kışa kadar onunla ilgili koşuşturmalar bitmişse, bir de sponsor bulmuşsak tüm albümleri 2 yılda da tamamlayabiliriz."
Bu projenin sizin için önemi nedir?
"Bu proje benim için çok önemli. İlerde 'Fatih Erkoç kim?' dediklerinde bu albümlerle beni daha iyi tanıyacaklar."
'Ellerim Bomboş', 'Yol Verin A Dostlar' gibi şarkılar sizin Türkiye'de tanınmanıza neden olan şarkılar. Bu şarkılar nasıl doğdu?
"Ben evlenmeden önceki dönemde karıma platonik bir aşk besliyordum. Ama bundan onun haberi yoktu. Bu şarkıları o dönemde yaptım."
Sanırım herkesin sevip beğendiği bu şarkılar ilişkinizin boyutunda da etkili olmuştur?
"Evet. Sonrasında ona olan duygularımı kendisine anlattık ve bir süre sonra da evlendik."
Yurt dışıyla ilgili yeni projeleriniz var mı?
"Tarkan, Mustafa Sandal gibi arkadaşlarımızın yurt dışında da albüm çıkaracaklarını duydum. Onlar için çok sevindim. Benim öyle bir niyetim yok ama keşke olsa. Benim yeni albümümdeki bazı şarkılara güzel sözler yazılırsa yurt dışında boy gösterecek kaliteye gelirler diye düşünüyorum ama bir yandan da benim yaşım itibariyle tutmazmış gibi geliyor."
Neden geç kalmış gibi düşünüyorsunuz? 'Makarena' şarkısını söyleyen 60'lık delikanlılar bir anda tüm dünyaca tanındılar?
"Evet doğru söylüyorsunuz. Belki ilerde deneyebilirim ve kazayla böyle bir şey de olabilir. Ama zaman zaman başka ciddi işler de yapıyoruz. Eğer olursa yakında Lirik Tarih Gösterisi'yle Dubai'de bir konser vereceğiz. Türkiye'deki NATO Zirvesi'nde Bush ve diğer devlet adamlarının önünde bir gösteri yapmıştık. Şimdi bir benzerini Dubai'den istiyorlar. Ayrıca yurt dışında katıldığım çeşitli festivaller oluyor, yine çeşitli ülkelerde konserler de veriyorum.
"Beklenen" albüm yakında çıkacak
6 yıldır bir albüm çıkarmıyorsunuz. Yeni albümünüzü ne zaman dinleyeceğiz?
"Yeni albüm mayıs ayından sonra çıkacak. Kayıt almaya başladık."
Yeni albümün ismi nedir? Ve bunca sene sonra nasıl bir albümle karşımıza çıkacaksınız?
"İsmi belli ama henüz kimseye söylemedik. (Bu arada gülerek menajerine dönüyor ve 'Söylesek mi?' diyor. Bende ısrar edince...) Evet... Yeni albümün ismi eğer bir aksilik çıkmazsa 'Beklenen' olacak. Çünkü insanlar uzun süredir bu albümümü bekliyor. Tamamen pop parçaların yer aldığı ama batı saunduyla hazırlanmış bir albüm olacak. Bu özellikle gençler çok beğenecek. Çünkü parçalar çok hızlı, cluber tarzında... Ve tabii albümde Fatih Erkoç kalitesinde üç-dört tane ağır şarkı da yer alacak."
"Eurovizyon yeni kapılar açmalı"
Eurovizyon deneyimi olan bir sanatçımız olarak bu yılki yarışmaya katılacak şarkıyı nasıl buluyorsunuz?
"Ben şarkıyı dinlemedim. Ama şarkının aldığıeleştirileri duydum. Bence Eurovizyon özelliğini yitirdi. Tamam, Sertab Erener çok güzel bir başarı kazandı. Ama bu yarışmanın derece alan insanların önünü açması, dünyaya tanıtması gerekiyor. Bunu yapan bir ABBA vardı. Başarılarla seviniyoruz ama önemli olan evrensel olmak. Herkesin bizim yaptıklarımızı kabullenebilmesi. Bunun için çalışmalıyız. Bu yarışmada buna yardımcı olan bir adım olmalı."
Televizyonda çok kaliteli programlar yapıyordunuz ama artık sizi ekranda göremiyoruz? Bunun nedeni nedir?
"TRT'deki programımız geçen yıl bitti. Sonra Kanal Türk'de bir programa başlayacaktık ama orada da sözleşmede bir anlaşmazlık oldu, şartlar uygun gelmedi, bitirdik. TRT'deyken aslında hiç sorunumuz yoktu ve yapımcımız bir gün geldi, 'Arkadaşlar programı bitiriyoruz' dedi. Biz de, 'Tamam' dedik. Nedeni bilemiyoruz. Ben programı çok seviyordum. Şu sıralar ise yeni albüm çalışmalarımdan dolayı böyle bir şey yapmak istemiyorum. Yazın ise tatil yapmayı planlıyorum. Bundan da kimse beni alıkoyamaz."