İzmir'in gece hayatı ve tanıtımı

Güzel bir yemek için malzemeler ve pişirme şekli önemlidir. Her bir sebze, pişme süresine göre sırayla tenceredeki yerini almalıdır. Çünkü her birinin pişme süresi farklıdır. Elbette baharatları ve sosları da unutmamak lazım... Onlar da yemeğin tadını zenginleştirirerek farklı lezzetler katarlar...

Şimdi size bir yemek tarifi verecek değilim... Peki bu nerden çıktı derseniz, şöyle anlatalım...

Geçtiğimiz günlerde Swissotel'in konuğu olduk. Yemeğimizi yerken Satış ve Pazarlama Direktörü Ahmet Özkan'a Swissotel olarak İzmir'in tanıtımına ne kadar destek olduklarını sorduk, sonuç üzücüydü...

***

Ama sizi önce giderek büyüyen ve gelişen İzmir'in gece hayatına götürmek istiyorum. Geceleri ne kadar dışarı çıkarsınız bilmiyorum ama İzmir'de ilginç şeyler oluyor.     
Başta Alsancak ve Bornova olmak üzere birçok yerde birbiri ardına yeni mekanlar açılmaya başladı. Birkaç eski mekan da yüzlerini yenileyerek eğlence dünyasına 'Merhaba' dedi... Bu çok normal... Ve hatta bence geç kalınmış bir durum.
Bu kadar genç nüfusun olduğu, turizmde büyümeyi hedefleyen bir kentte, zaten gece hayatının olmaması düşünülmemeli. Hatta yerel yönetimlerin bu yatırımcılara destek olması, İzmir'in 24 saat yaşanan/yaşayan bir kente dönüştürülmesi gerektiğini söyleyenlerdenim. Daha kaliteli ve farklı tazlarda müzik yapan, daha havadar, daha temiz mekanlar açılmalı...

Son zamanlarda (özellikle hafta sonları) saat 23.00 gibi Gazi Kadınlar Sokağı'ndan geçtiniz mi? Acaba geçebildiniz mi demeliydim! Çünkü o kadar kalabalık oluyor ki daha sokağın başındayken vazgeçip geri dönme ihtimaliniz yüksek. Mekanlarda daha çok rock, pop ve elektronik müzik çalınıyor. Birçoğunda da canlı müzik. Eğlenmeyi seven gençler ya da kendini genç hissedenler bu sokağa akın ediyor. Sokaktaki işletme sahipleri, ışıltılı, modern görünümlere sahip mekanlarına yaptıkları yatırımı fazlasıyla çıkarıyormuş gibi gözüküyor. Sanki İstanbul ya da Antalya'da gibisiniz...

***

Yine Kıbrıs Şehitleri Caddesi'ne bağlanan 1448 Sokak'a baktığınızda ise farklı bir görüntüyle karşılaşıyorsunuz. Boş masa görmekte hiç zorlanmıyorsunuz. Yanyana iş yapan mekanlardan birinde rock müzik çalarken, diğerinde ise fasıl dinlemeniz mümkün. Birbirine karışan ezgiler ve sözler gürültüye dönüşüyor. Sokağın rengi soluk, cazibesi eksik...

Sokaktaki işletmelerden birinin sahibi arkadaşım. Aylar önce bir araya gelip sokağı yenilemeyi planladıklarını ama iş para vermeye gelince kimsenin yanaşmadığını, bir türlü güç birliği yapılmadığını söyledi. Alın size küçük İzmir...

1448 Sokak'ta olanlar bugün İzmir'deki otelciler arasında da yaşanıyor. Kent yönetiminde söz sahibi büyüklerimiz, otelcilerle işbirliği yapıp şehrin tanıtımı için onları harekete geçiremediği için İzmir yine geride kalıyor. Berlin'deki turizm fuarı gibi dünyanın gözünü ayırmadığı birçok platformda İzmir ya yer alamıyor ya da yeterince temsil edilemiyor. Destination gibi özverili girişimleri saymazsak tanıtım anlamında çok gerideyiz.

Ahmet Özkan da şehrin daha fazla turist çekmesi için tanıtımın ve işbirliğinin şart olduğunu söylüyor. Swissotel şimdilik tencerede tek başına pişmeye çalışanlardan. Kendi yağıyla kavruluyor, sadece kendini anlatmaya çalışıyor. Oysa biz tüm otellerin, sivil toplum örgütlerinin ve yerel yönetimlerin sırayla kentin tanıtımına dahil olmalarını istiyoruz. Ağzımız tatlansın, şehrimiz kazansın diye...

Herkese iyi bayramlar...