Tarihe dokunmak
Sonbaharın en güzel zamanları... Tatil günleri bir bir tüketilip evlere dönülünce, bazen geride kalan sessizliğin sesi daha bir davetkar oluyor. Hele ki belleğinizden, kendine has tarihi dokusunu yitirmeyen, kapısı, penceresi ve işçiliğiyle sizi etkilemiş taş evler, çeşit çeşit restoranlar, birbirinden ilginç dükkanlar, rengarenk begonvillerin sardığı sokaklara sahip Alaçatı geçiyorsa... Sörf yapmak, en azından sörf yapanları izlemek istiyorsanız...
Ben içindeki özleme dayanamayıp Alaçatı yollarına düşenlerdenim. Baştan söylemeliyim, "İyi ki gitmişim" dedim...
***
İstanbul'dan gelen iki arkadaşıma da rehberlik ettiğim küçük gezimiz sırasında, sevgili dostum Oktay Durna'nın yanına uğradık. Daha önce fırsat bulup bir türlü gidememiştim... Durna, danışmanlığını yaptığı "Eskiden" isimli antika dükkanında bizi karşıladı, biraz soluklanmamız için de bizi Hacı Memiş Mahallesi'ndeki Dutlu Kahve'ye götürdü. (Bu bölgeye İstanbul'un Cihangir'i diyorlar.)
Durna'yla TRT Radyo 1'den, yapımcılığını Sevim Özkal'ın üstlendiği "Gecenin İçinden" programından tanışıyoruz. Ayda birkez, sunduğu programa konuk olduğum Durna, radyoculuğunun dışında bir piyanist, sörfçü ve Anadolu cam sanatı koleksiyoncusu. Gelecekte bir müze kurmayı planlıyor. Aynı zamanda "Eskiden"de; evlerde kullanılan ahşap eşyalar, toprak küpler ve kapı kollar gibi demir parçaları satıyor. Dut ağacının gölgesinde ada çaylarımızı yudumlarken Durna'yla sohbetimizde kaybettiğimiz tarihi değerlerimizi bir kez daha hatırladık.
Aslında hepimizin evinde annanelerimizden, babannelerimizden kalma eşyalar vardır. Ben, Durna ile konuştuktan sonra onlara daha bir dikkatli bakmaya başladım. Bu eşyaların hem milli servet hem de maddi değeri yüksek objeler olduğunu daha iyi özümsedim.
***
Evlerimizde bulunan içi boş eski bir toprak küpü 100-150 liraya alan kişilerin, bunları yurtdışında 2 bin liradan sattığını söylersek durumu daha iyi özetlemiş oluruz sanırım.
Durna, "Yeterli kültür birikimi olmayan halkımız, bu eşyaları yıllarca yok saymış. Dükkanı gezerken 'Aaa bundan bizde de vardı ama attık' diyebiliyorlar ve bundan da hiç rahatsız olmuyorlar. Aslında sen de o eşya ile atılmışsın ve sen de yoksun ama bunun farkında değilsin. Ona sahip çıksaydın zaten zamanı geldiğinde o kültür parçacığı seni bir yere getirirdi. Aslında benim bugün sattığım eşyalar, çok rahat bir şekilde modern yaşam tarzımızın içine serpiştirilebilir" diyor. Eskiden'de aristokratlara hitap eden antika eşyaları bulmanız imkansız... Durna, Anadolu insanının kullandığı eşyaları alıp satıyor. Eşyalar toplayıcılar sayesinde tüm Anadolu'dan geliyor. Durna, "Toplayıcılardan sadece ben değil, yabancılar da eşya satın alıyor. Ama onlar benim gibi değil, TIR'larla alıyor, yurtdışına götürüp orada satıyor. Bir süre sonra Anadolu'da hiçbir şey kalmayacak" diyor.
Durna'nın elindeki en değerli objeler ise 500 yıllık 2 cam sürahi. 2 tanesi için 100 lira vermiş. Sürahiler önümüzdeki günlerde müzayedeye çıkacak.
***
Çağımız bilgi çağı. Ve bilgi çok değerli... Geçmişimizi bilmezsek, sahip olduklarınızın değerini kavrayamazsak, bizim yerimize birileri onlara mutlaka sahip çıkıyor.
Aynı Almaya'daki Bergama Müzesi'nde sergilenen Zeus Sunağı gibi, İştar Kapısı gibi... (Kapı dediysem yanlış anlamayın, Babil'in sokaklarından birini yerinden tamamen söküp müzeye koymuşlar...)
Alaçatı'nın eskicileri
Aslında "Eskiden" Alçatı'daki ilginç mekanlardan sadece biri... Adını Osmanlı'da cam üfleme ustasına verilen isim Camgerandan alan "Camgeran Cam Atölyesi¨ bunlardan bir başkası... Atölye, hem kendi ocaklarında ürettikleri cam objeleri hem de dünyanın ve Anadolu'nun farklı köşelerinden toplanmış antika parçaları satıyor...
'El ile, elden ele' anlamına gelen Be-Dest'in sahibesi Destina Hanım'ın eski eşyaları yenileyip sattığı mekan da bunlardan bir başkası. Sigorta eksperi Muzaffer Bey ve oğlu Tuna Poyraz'ın eski model araba parçalarına olan ilgisinin bir uzantısı Pop Koleksiyon dükkanı da dikkat çeken dükkanlar arasında. Bundan 15 yıl önce, 1950 model otomobil parçalarıyla başlayan koleksiyon, şimdi devasa boyuta ulaşmış. Eski saatlerden, buzdolaplarına kadar ne arasanız burada bulabilirsiniz. Dahası da var ama bunun için Alaçatı'ya gitmeniz gerekiyor...