Küçük adımlar
Önceki gün "Toprağın Çocukları" adlı filmin özel gösterimindeydim...
Beyaz perdeye yansıyan ilk karelerde cehalet anlatılıyordu... Ben de tanıyordum cehaleti...
İlk tanışmamız ilkokul ikinci sınıfta olmuştu...
Ders yılının ilk başladığı günlerde aramıza yeni katılan bir kız arkadaşımızın okuma yazma bilemediğini öğrendiğimizde şaşırmıştık. Tabii başta bir anlam veremedik neden aramızda olduğuna... Önceleri sınıfın bir köşesinde utangaç ve mahçup bir şekilde oturur, bizi izlerdi... Kimseyle de konuşmazdı...
Ailesi istemediği için yaşıtlarıyla okula adım atamamış, çeşitli ikna çalışmalarından ve yaptırımlardan sonra ancak aramıza katılabilmişti. Okul yönetiminin isteği üzerine öğretmenimiz, bu arkadaşımıza bizim seviyemize yetişsin ve 1 yıl kaybetmesin diye ücretsiz olarak özel ders vermeyi kabul etmişti.
Ben o zaman anlamakta çok zorlanmıştım, bir çocuğun neden eğitimden, kendisini yetiştirmesinden ve geliştirmesinden mahrum edildiğini... "Geleceğe yapılacak en büyük yatırım çocuklara verilen eğitimdir" denirken, bir ailenin öz evladını bu zenginlikten neden mahrum ettiğini...
***
Arada birçok olay olmuştur belki ama beni en çok etkileyen ikinci sahne ise lise yıllarımda meydana geldi... Saçlarım uzun diye Ankara'da bir grup çocuk tarafından tartaklandım. Yine kavrayamamıştım, benim saçımla ya da görüntümle ne alıp veremedikleri olduğunu... Ben bugün hala kimseyi kıyafetinden ya da görünümünden dolayı yargılamış değilim. Bunun yanında kimseye de en ufak bir zararım dokunmamıştır. Ama o günden sonra şunu söyleyebilirim ki inadına uzun bir süre saçlarımı uzattım ve kestirmedim.
Yıllar içinde cehaletin yarattığı yıkımları, yokoluşları gördükçe, onu tanıdıkça tüm sorularımın cevabını almış oldum...
Filmde, Köy Enstitüleri'nde çalışan bir öğretmeni oynayan Erkan Can'ın dediği gibi, "Bugünün katili de bir zaman bebekti, katilleri değil, bebekten katil yaratan karanlığı aydınlığa çıkarmak bizlerin elinde."
***
İşte tam bu noktada; daha gelişmiş bir ülke, daha iyi ve güzel bir dünya için Türkiye'de birçok sivil toplum kuruluşu ve kurum önemli projelere imza atıyor... Bunlardan biri de Amway... Geçtiğimiz günlerde bir grup gazeteciyle birlikte, Amway'in Elazığ'da Milli Eğitim Bakanlığı ve UNICEF ortaklığında yaptırdığı anaokulunun açılışına katıldım.
Yıllardır çocukların yaşamlarında fark yaratmak için çeşitli projelere imza atan Amway, "Anaokulu Ekliyoruz" projesi kapsamında yapımı tamamlanan "Küçük Adımlar Anaokulu"nu hizmete açtı. 5 derslikli anaokulunda 200 minik öğrenci eğitim görecek. Öğrenmenin yaşam için temel bir unsur olduğuna inanan; çocuklara öğrenmeye ve kendilerini geliştirmeye yönelik fırsatlar sağlayan firma, bu amaçla tüm dünyada ve Türkiye'de sayısız projeye destek veriyor. Amway, bu kapsamda 2008 yılında Gaziantep'te Köksalan İlköğretim Okulu'nun, 2010 yılında da Van'da Atatürk Anaokulu ve Cumhuriyet Anaokulu'nun yapımını gerçekleştirdi.
Açılışta Amway Türkiye Genel Müdürü Tayfun Ergün, bugüne kadar dünyada 9.5 milyon çocuğa ulaşıldığını ve sağlık, eğitim, spor konulu projelere 166 milyon dolar yardımda bulunulduğunu söyledi. Ergün, "Yaşadığımız topluma katkıda bulunmak istiyoruz" derken ben de Elazığlı çocukları gözlemliyordum. Hepsi çok mutlu görünüyordu.
***
Terör olaylarının yaşanmadığı kent, Doğu'da en çok göç alan illerden biri. Kent merkezi modern yapılara ve güzel yollara sahip ama merkezden uzaklaştıkça yaşam koşullarının da güçleştiğini görüyorsunuz. Hizmete başlayan anaokulu da uç mahallelerden birinde bulunuyor. Aylık 25 lira masraf yapabilen her veli çocuğunu bu okula gönderebiliyor. "Alt tarafı anaokulu" deyip de geçmemek lazım... Özellikle o bölgeyi gördüğünüzde, bu yatırımın ne kadar önemli olduğunu anlıyorsunuz.
Karanlık vicdanlara umudu taşımak için iyi eğitim almış, insani vasıflarından ödün vermeyen insanlara ihtiyacımız var. Bunun için eğitim ateşini hep birlikte yakmalıyız.
Fotoğraflar ve bilgilendirme için:
www.gokmenkucuktasdemir.com
https://www.facebook.com/#!/ktdgokmen
https://twitter.com/Kucuktasdemir
Dip not
2 yıl önce karşılaştım zorla okula gönderilen arkadaşımla. Bir üniversitede öğretim görevlisi olmuş. Şimdi öğrencilerine yaşadığı zorlukları anlatıyor, aldıkları eğitimin kıymetini bilsinler diye...