Neredeydiler?
"Uluslararası İzmir Film Festivali usul usul geliyor" diye başlıyordu geçtiğimiz hafta yazdığım makale... Oysa 11 yıl sonra yeniden düzenlenen Festival, gümbür gümbür gelmeliydi. Onca yılın hasreti, EXPO 2020'ye hazırlanan kentte büyük coşku yaratmalıydı... Pazar günü yapılan açılış töreni, bu sessiz sedasız gelişin ilk kez gözler önüne serildiği yerdi.
Açılışa Bursa'dan helikopterle yetişen Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, doğal olarak salondaki boş koltuklara tepki gösterdi.
Günay, "Doğrusu salonun hınca hınç dolacağını bekliyordum. Gerek kamu sektöründe, gerekse özel sektörde İzmir'de söz sahibi olan birçok arkadaşımın bu akşam, burada yer alacağını tahmin ediyordum. Bu eksikliği, sadece bir soru işareti olarak burada bırakmak istiyorum" dedi.
Haklıydı... Bu ilgisizliğe yapılan sitemi önceden hissetmemek ise deneyimsiz festival yönetiminin eseriydi. Peki yaklaşık 1 milyon lira bütçeli böyle bir festivali neden deneyimsiz bir ekip yürütür?
***
Cumartesi İzmir'in önemli yerlerinde Festival'in ilk günü olması sebebiyle havai fişekler atıldı. Amaç kutlama yapmaktı ama kimsenin bundan haberi yoktu. Sokakta insanlar birbirine soruyordu "Ne oluyor?" diye... Kimisi bir ünlünün düğününe yordu bu gösteriyi, kimisi "Fenerbahçe'nin erken şampiyonluk kutlaması" diyerek espriler yaptı... Gülümsemekle yetindim... Bu duyuruyu sadece Festival'in internet sitesine cuma günü girebilenler görebilirdi.
Ne cumartesi ne de pazar günü kentte bir festival olduğu izlenimi vardı. Açılışa katılan gazetecileri, organizasyonda görev alanları ve onların tanıdıklarını çıkarırsak geride kalan küçük bir kalabalıktı. 23 Nisan tatilini ya da o akşamki Galatasaray-Fenerbahçe maçını bahane edenler, açılış tarihinin ne kadar yanlış seçilmiş olduğunu, o günkü programın ne kadar sönük hazırlandığını dillendirmekten kaçındılar.
Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Füzün'ün konuşmasının içinde, "Umarım çok akademik kalmadan herkese hitap eden bir festival düzenlemişizdir?" diye bir soru cümlesi geçti. Cevap, tam karşısında duran boş koltuklardaydı... Ayrıca takip ettiğim kadarıyla, Festival boyunca 5 salonda ücretsiz gösterilecek filmlere de çok büyük ilginin olmadığını söyleyebilirim... Bu durum geçtiğimiz hafta anlatmaya çalıştığım tanıtım eksikliğinin bir sonucudur...
Halkla buluşmayan bir organizasyon, bu işten para kazananlar dışında kimseyi mutlu etmez...
Arkasında çok önemli destekleri ve yeterli bütçesi varken, yıllarca sahipsiz bırakılmış Uluslararası İzmir Kısa Film Festivali'nin açılışı kadar bile insan toplayamayan törende, bu manzarayı görmekten dolayı üzüldüm. Nerdeydi sinemanın emekçileri: yazarlar, yönetmenler, oyuncular ve set ekibi çalışanları? Neredeydi bu sektöre girmek için tutkuyla, aşkla kavrulan gençler? Şehrimin insanları neredeydi?
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nu sahneye davet eden Yalan Dünya dizisinde 'Çağatay' rolüyle izlediğimiz Hakan Meriçliler'e de kimse söylenmemiş miydi Sayın Başkan'ın da o gece orada olmadığını? Ya diğer bürokratlar, siyaset adamları!
***
Gecede İzmir Valisi Cahit Kıraç, "Bu tür festivallerin, EXPO'nun kazanılmasında önemli bir etken olacağını düşünüyoruz" dese de ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Sırrı Aydoğan, belediye olarak tüm desteği vereceklerini söylese de, bu organizasyonun yeteri kadar önemsenmediğini düşünüyorum. EXPO 2020 yarışında kentimizin tanıtımında katkısı olacak bu etkinliğin iyi değerlendirilmediği kanısındayım. Yunanistan'ın en değerli yönetmenlerinden biri olan Costas Ferris'e 'Yaşam Boyu Onur Ödülü' veriyoruz ama ortada bunu habere dönüştürecek hiç bir yabancı gazeteci yok ve ben bunu anlamakta zorlanıyorum.
Gecenin en güzel yanı ise Dokuz Eylül Üniversitesi Senfoni Orkestrası eşliğinde sahne alan Zuhal Olcay konseri ve ünlü sanatçı Çolpan İlhan'a ile Oktay Kutlu'ya da ödül verilmesiydi.
Yine de emeği geçen herkese teşekkür ederim, bizi sinemasız bırakmadıkları için... Bu yıl olmasa da bundan sonraki yıl çok daha iyi bir festivali karşılayacağımızı düşünüyorum.
Sinema salonlarının dolup taşacağı günler dilerim...