Soyer Jazz Stüdio
Gazetenin mutfağında olmayı, ekip arkadaşlarımla birlikte insanların bir gün sonra okuyacağı sayfaları hazırlamayı çok seviyorum. Ancak insanlara anında ulaşabildiğimiz, sıcak tepkiler alabildiğimiz medyanın diğer organlarından olan radyo ve televizyonlara da çok uzak değilim. Özellikle radyo ve radyoculuk vazgeçemediğim tutkularımdan biridir...
***
Bu açlığımı besleyebilmek için bir süre önce Program Yapımcısı Sevim Özkal'ın davetini kabul edip TRT'nin Radyo1 kanalında 'Gecenin İçinden' programına konuk oluyorum. Ayda bir kez yayına çıktığımdan olsa gerek, her seferinde bedenimi tatlı bir heyecan sarıyor... Büyük zevkle katıldığım yayında zamanın nasıl geçtiğini hiç anlamıyorum... Programın tek konuğu ben değilim, alanında söz sahibi olan başka konuklar da davet ediliyor... Örneğin geçtiğimiz haftanın konuklarından biri de İzmir Kültür ve Sanat Eğitim Vakfı'nın (İKSEV) Dış İlişkiler Sorumlusu Ceyda Berk'ti...
Ceyda Berk de benim imrendiğim işlerden birine sahip... Bir yandan Avrupa'nın birçok ülkesinde adından söz ettiren festivallere katılıp beğendiği grupların ve sanatçıların ülkemize gelmesini sağlıyor, diğer yandan da İKSEV'in düzenlediği festivallerin koordinasyonunu yürütüyor. Bir tür yetenek avcısı... Sahne performansını beğendiği, çalışmaları hoşuna giden sanatçılar elinden kurtulamıyor... Onun ve İKSEV yönetiminin sayesinde bazen ismini bile duymadığımız birçok iyi grup kentimize gelebiliyor.
***
Ceyda Berk'le konuşurken İzmir'de de gelecek vaad eden caz müzisyenleri olduğu konusunda fikir birliğine vardık. Tabii bu gençlerin geçmişte en büyük sorunu müziklerini sergileyecekleri mekan bulamamalarıydı. Ama artık bu sorunun önemli ölçüde ortadan kalktığını düşünüyorum...
Geçtiğimiz yaz Soyer Kültür ve Sanat Fabrikası'nı ziyaretimde kurumun basın danışmanı Sevgili Barış Kudar ağabeyim, "Şimdi sana, senin çok hoşuna gidecek bir yer göstereceğim" diyerek Jazz Studio'nun kapısından içeri soktuğunda gözlerime inanamıştım... Her ayrıntısı çok iyi düşünülerek tasarlanmış, geniş, ferah ve oldukça büyük bir sahneye sahip harika bir yer vardı karşımda. Henüz koltukların üzerinden naylon muhafazaları çıkarılmamıştı... Çok etkilenmiş, caz müziğine kapılarını açacak böyle bir mekanın oluşturulmasından dolayı İzmir adına sevinmiştim... Aylar sonra birkaç gün önce yeniden Soyer Jazz Studio'ya gitmek nasip oldu. Ben de, arkadaşlarım da inanılmaz güzel bir gece geçirdik.
Sahnede; Melih Anık, Can Yapıcıoğlu, Engin Tansel, Hakan Biçer ve Osman Yaldız'dan oluşan "Positive Live Project" grubu vardı.
Büyük beğeni toplayan bu genç isimlerden oluşan grubun solisti Aslıhan Kement de sahne performansı ve cazdan pop müziğine kadar söylediği şarkılarla izleyenleri kendisine hayran bıraktı...
Merkeze biraz uzak olsa da, park sorunu olmayan Yeni Adliye'nin karşısındaki bu güzel mekanın yakında çok popüler olacağını söyleyebilirim... Şimdilik sadece çarşamba ve cuma günleri açık olan bu güzel mekanı görmediyseniz, bir görün derim...
Dip not:
26. Uluslararası İzmir Festivali'nin bu yıl 4 Haziran-28 Eylül tarihleri arasında yapılacağı açıklandı. Bence bu yılki festivalin sürpriz ismi (henüz imzalar atılmasa da...) ünlü şarkıcı Pink Martini.
Öte yandan Jazz Stüdio'nun yarın akşamki konuğu Salsanova grubu. Latin müziklerinden hoşlananlar kaçırmamalı.