Son günlerini bile film setinde geçiren 22 yıl önce kaybettiğimiz usta yönetmen için torunu Arzu Çevikalp, “Halktan hiç kopmadı. Sosyal yaraları güldürüyle sergiledi” dedi
GÖKMEN KÜÇÜKTAŞDEMİR
Bugün Türk sineması ve dizi film sektörü eleştiri bombardımanına uğrarken, Türk aile gelenek ve göreneklerinin uğradığı erozyon tartışılırken Ertem Eğilmez gibi bir ustayı anmak gerektiğini düşündüm. Ertem Eğilmez, güldürü öğeleriyle halk sinemasının en güzel örneklerini beyaz perdeye yansıtan bir yönetmendi. Bugün hala Hababam Sınıfı, Arabesk gibi çok sayıda beğeniyle izlenen filmin yapımcısı ve yönetmeni olan Ertem Eğilmez’i daha iyi tanımamız ve anlamamız için torunu Arzu Çevikalp ile söyleştik. Dedesinin kurduğu Arzu Film’in yönetiminde yer alan, dedesi gibi yazarlık yeteneğine sahip olan Arzu Çevikalp, Ertem Eğilmez’i ve başarısının sırrını anlattı.
ÇOK ŞANSLIYIM
Ertem Eğilmez, Türk sineması için çok önemli bir
isimdi. Yazdığı ve yönettiği filmler büyük alkış aldı. Ertem Eğilmez’in torunu
olmak nasıl bir duygu?
Ertem Eğilmez’in torunu olduğum için kendimi
çok şanslı sayıyorum. Ve yaptığım ya da yapacağım her iş için dikkatli
davranıyorum. Şu an hayatta olup benimle gurur duymasını çok isterdim. O
başarmak için tüm kapıları ardına kadar araladı ve yaptığı işten hiç vazgeçmedi.
Yorgun bir savaşçı olduğundan ötürü sağlığı el vermese de, sonuna kadar
direnerek son günlerini bile sette geçirdi. Kendime onu örnek aldığım için onun
izinden yürümeye çalışıyorum.
Onun torunu
olmanın zor ya da kolay tarafları nelerdir? Benzeşen yanlarınız var
mıydı?
Onun torunu olmanın zor taraflarından biri yaptığım işin
muvaffakiyetine erişebilmek için verdiğim çaba. Diğeri ise medya sektöründe iş
bulma konusunda yaşadığım kısır döngü. Bu bazen büyük bir dezavantaj haline
gelebiliyor. Onu kaybettiğimde küçüktüm ama eğilmez ile benzeşen yanım kendisi
gibi azimli olmamdır. Başladığım bir işi hiçbir zaman yarım
bırakmam.
Ertem Eğilmez ve Arzu Film denince akla mutlu, neşeli ve
kalabalık aile görüntüleri ya da bu filmlerin müzikleri geliyor. Bunun sizce
nedeni ne? Sizin aileniz de kalabalık mıdır? Anneniz ve babanız
ile ilişkileriniz nasıldır? Dedeniz, filmlerinde işlenen ‘aile kutsaldır’
kavramını size ne kadar yansıttı?
Ertem Eğilmez her zaman ailesine
bağlı bir insandı. Aile saadeti kendisi için çok farklı ve özel bir yere
sahipti. O her zaman sıcak bir aile portesi görmek isterdi. Ailesi her şeyden
önce gelirdi. Bu yüzden filmlerine ilham kaynağı olan neşeli ve kalabalık aile
görüntüleri gerçek yaşamdan kopup gelen bir fırça darbesiydiAnnem ve babamla
ilişkilerim sevgi ve paylaşım üzerine ağırlıklıdır. Diyalog eksikliği yoktur
aramızda. Konular tartışılır ve ortak kararlar alınır. Eğilmez, ‘aile kutsaldır’
kavramını bizlere yansıtma konusunda takdire şayan bir iş çıkardı. Çünkü bizim
aile kopmayan bir sicim kadar sağlamdır
KUSURSUZLUĞU
ARARDI
Ertem Eğilmez’in sinemasındaki başarının kaynağı sizce
nedir?
Eğilmez neden bu kadar başarılıydı sorusunun yanıtını birkaç
cümle ile ifade etmek zor. Halkın içinde yaşayan Eğilmez onların sorunlarını
dinleyip ruhlarını keşfetmenin yollarını aramıştır. Halk sineması bilinmezken
Eğilmez onu ön plana çıkartmıştır. Trajikomik hikayeleri mizaha bulayarak
aktaran dedem halktan biriydi. Halkın sorunlarını başköşeye oturturdu.
Eğilmez’in disiplinli oluşu ve yaptığı bir işi kusursuz yapma eğilimi başarıyı
getirmiştir.
1964′te Ertem Eğilmez tarafından kurulan Arzu Film ne
durumda? Son yaptığınız film Pak Panter adlı filmden bahseder misiniz? Film
sizce halktan beklenen ilgiyi gördü mü?
Arzu Film az ve öz film
üretiyor artık. Şartlar çok değişti. Şu zamanda seyirci üreten filmler
beyazperdeye yansıtılmak zorunda olduğu için melodramatik filmlerin pabucunun
dama atılıp komedi öne çıktı. Türk işi action filmi ‘Pak Panter’ özel olarak
kurulmuş teşkilat ile istihbarat elemanlarının başlarından geçenleri mizahi
olarak konu alıyor. Film sevildi.
Siz de dedeniz gibi yazarak
başlamışsınız. Yazdıklarınızdan biraz bahseder misiniz? Bir senaryonuz olduğunu
biliyoruz. Biraz bu projenizi anlatır mısın?
Yazmaya 10 yaşında
başladım. İlk denemelerim şiirle başladı. Sonra deneme ve hiküzerine
yoğunlaştım. Aileden alaylı olmamın etkisiyle sinema üzerine de yazmak istedim.
Bu işin eğitimini aldım. Senaryolarım ve çeşitli projelerim var. Ayrıca farklı
gazetelerde ve dergilerde yazarlık deneyimlerim var. Bunu sürdürmek istiyorum.
Bir gün dedeniz gibi siz de kamera arkasına geçecek misiniz?
“Güldürürken ağlatıyordu”
Siz, tanıdığınız Ertem Eğilmez’i ve onun
ortaya koymak istediklerini anlatır mısınız?
Ertem Eğilmez
sinemasını kameranın gözünden gören; teknik sinemadan ya da idealist geleneğin
bir devamı olmaktan ayıran çok önemli bir görüş vardır: “Gülerken ağlatmak,
ağlatırken güldürmek.” Eğilmez’i en üst mertebeye çıkaran unsur; kibirli
zenginlerin yaptıkları kötülüklerden dolayı yargılanmaları değil; “iyi olan
kazansın” düşüncesinin filmlerine eklemlenmiş olmasıdır.