İçimizde büyüyen özlem

 

Gökmen Küçüktaşdemir

 

Birlikteyken uzaktır ayrılığın hüznü. Ancak çekenler bilirler acısını özlemin. Bir yumruk gibi taşırsın yüreğinde yokluğunu, anılar boğazında düğümlenir sevdiğinin hasreti vurduğunda gözlerinin ardına. Zihninde belirenlere eksikliğini hissettiğin duygular, yaşanması planlananlar eklendiğinde derin vadilere dönüşür taşıdığın boşluklar. Kaybolur insan bazen ararken kendi içinde... Özledikçe özleneni, gelmedikçe haber özlenenden, bulunamadığında ya da kavuşulmadığında yani özlem son bulmadığında bitmez içindeki yolculuk hali. Varmak, buluşmak, bir arada olmak ve sarılmak için beklemek gerekir. Özlemek yıpratır insanı...

 

***

 

26 yaşındaki Dina Allami, hayatı özlemekle geçen genç bir kız. 21 yıl önce ayrıldığı ve bir daha hiç görmediği Iraklı babası Louay Allami'yi arıyor. Geçtiğimiz günlerde muhabir arkadaşım İlker Çoban’ın yaptığı haber sonrası tanıdık onu. İçine sığmayan özlemini haykırıyordu. Yıllarca mektuplaştıktan sonra son olarak 7 yıl önce (Amerika’nın işgalinden sonra) telefonla konuştuğu babasının izini kaybeden genç kız, şimdi ona ulaşmaya çabalıyordu.

 

***

 

Özlemin açtığı kuyular derinleştikçe hayallere sığınıyor, umut ediyoruz kopan, uzaklaşan, eksilen parçalarımızla yeniden karşılaşacağımız anları. Önümüze sürprizlerle çıkan yaşam, bu kez bizi güldürsün istiyoruz. İçimizdeki özlemi çekip alsın… Eminim sevgilisi Hasan’ı yitirdikten sonra hasretinden intihar eden Emine de mutlu olmak istiyordu. Ama töreleri aşamadılar, evlenmek için aileleri ikna edemediler. Bahsettiğim olay bir efsane aslında hatta Edremit’te ‘Hasan Boğuldu’ diye bilenen yere de ismini veren bir efsane… Ama ne yazık ki bu ve buna benzer birçok olaya bugün hala tanık oluyoruz…

 

***

 

İzmir’de yaşayan Dina, babasını bulmak için çabalıyor. Dina, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na mektup yazarak Bakanlığın babasını bulmasını ve ikisini bir araya getirmesi konusunda yardım istiyor. Bunu yaparken Dina, "Hayatta en çok istediğim şey babamı görmek. Ömrümün kalan kısmında Irak'ta yaşasa dahi babam olsun istiyorum" diyor. Sıra Emine ve Emine gibilere gelince, onlar konuşamıyor bile…

 

 

 

 

Hasan Boğuldu Efsanesi?

 

Yöre aşiretinden bir kız ile ovalı bir delikanlı evlenmesi törelere uymaz ve bir sınavları yapılmasına kara verilir. Kız, ovalı delikanlıya "Benimle evlenmek istiyorsan aşiret büyüklerinin kararı olarak, 40 okkalık tuz çuvalını bizim dağa sırtından hiç indirmeden getirmelisin" der. Çünkü dağlı kız, tuz çuvalını hiç nefes almadan ovadan dağa götürebilmektedir. Delikanlı Hasan, Emine ile evlenebilmek için tuz çuvalını sırtlanır ve dağa çıkmaya başlar. Ne var ki sıcakta terlemiş ve tuz çuvalı sırtında derin yaralar açmıştır. Yarı yolda çıkamayacağını anlar ve gölete kendisini atar. Uzun süre delikanlıdan haber alamayan Emine, daha sonra gölette Hasanın yemenisini bulur. Terk edilmeye dayanamaz ve dere kenarında Hasana verdiği yemeniyle kendini bir ağaca asarak hayatına son verir. Hasan gerçekten gururu yüzünden canına mı kıydı, yoksa debisi yüksek suda serinliyeyim derken başını kayalara çarpıp boğuldu mu bilinmez ama, günümüzde aynı yerde yüzmek isteyenleri çevrede dolaşan görevli orman bekçileri sık sık uyarıyorlar.