Çalınan zamanımı geri verin

 

 

Gökmen Küçüktaşdemir

 

Birçoğumuzun çalıştığı bir yer, bitirmek istediği işler, yetişmek için çabaladığı görüşmeler, toplantılar var. Elimizden kayıp giden zamana karşı yarış halindeyiz sürekli. Bu yarışta daha çok ve yaratıcı düşünen, daha çok üreten, daha çok çalışan kazanıyor. Tüm dünya aynı rekabetin içinde sürüklenirken biz bu yarışta çok gerilerdeyiz. Çok yavaş ilerliyor ve küçük küçük başarılarla avunuyoruz. Söz gelimi sporda Manchester United’ı yenen Beşiktaş’a tarih yazdı diyoruz. Oysa adamların Avrupa’da kazanmadığı kupa, elde etmediği başarı kalmamış. Yani onların yazdıklarının dışında bizimki sadece sayfa numarası olur.

 

***

 

Bu sadece sporda değil tüm alanlarda böyle. Mesela tüm dünyanın adını bildiği kaç markamız var? Hangi hizmet alanlarında başarılarımızla adımızdan söz ettiriyoruz?

Eski yöntemlerle mücadele vermeye çalışıyoruz hala… İşte size tabloyu daha net gösterecek bir örnek: Yeni çıkarılan kat mülkiyeti yasasının getirisi olarak bende üstüme düşeni yaptım. Gerekli müracaatlarda bulundum. Bu arada, sahip olduğum evin tapusunu da bazı değişikliklerin yapılması için apartman yöneticisine verdim. Yönetici de işlemleri takip etti. Ancak sonradan, yeni hazırlanan tapuda ismimin yanlış yazıldığını fark ettik. Tamam, bu bir hatadır ve insanlar hata yapabilir… Fakat sonrasında değiştirmek için önce bizzat benim gitmem gerektiği söylendi. Sabah sabah Öğleye kadar açık olan, evimizden kilometrelerce uzaktaki Karabağlar Tapu Dairesi’ne gittim. Çalışanların duruma bir formül bulması 15 dakika buldu. En son yönlendirildiğim Müdür Yrd. “Konak Tapu Dairesi’ne bir yaz yazılsın” dedi sonra da “Cevaba göre değişiklik yapılsın” diye ekledi. Ben de email falan gönderecekler sandım. 15 dakika sonra elime kapalı bir zarf verildi. Bunu Konak Tapu Dairesi’ne götürmem söylendi. Ben sormasam onların bana yeni bir zarf verip tekrar bulunduğum Karabağlar Tapu Dairesi’ne getirmem gerektiği belirtilmeyecek. İyi ki sabah erkenden gitmişim ki öğlene yetişebildim. Biraz sıra olsa öğle tatili öncesine yetişemeyeceğim…

 

 ***

 

Neyse bir posta güvercini edasıyla Konak’a gittim. Elimdeki zarfı verdim biraz bekledikten sonra yenisini aldım. Ertesi gün de zarfı Karabağlar’daki tapu idaresine verip tapumu alabildim.

Kamu kurumlarını her geçen gün kendisini yenilemesi gerekirken onlar yerinde sayıyorlar. Açıkçası, bana 1 tam gün borçlular… Yok yere ömrümden bir gün alınmasına neden izin vereyim? Siz izin veriri miydiniz? Ya da neden izin vermeliyiz, krizden kurtulmaya çabalayan bir ülke olarak. Bu sistem değişmeli artık. Bu insanlara birileri e-mail ya da en azından faksla iş yapılabilmesini öğretmeli. Bu hatalar sık yapılıyorsa görevli memur cezalandırılmalı… Tepedeki yöneticiler bu tip aksaklıkları çözmek için orada değiller mi, eğer bunlar gibi küçük sorunları çözemiyorlarsa neden o koltukları işgal ediyorlar?

Elbette biliyorum birçok kurum bu halde ve sorunlar bitmek bilmiyor. Ama bir yerlerden de başlamak gerekli.